Yunus Emre, Vefatının 700. Yılında 700 Hatim ile Anıldı

 Yunus Emre, Vefatının 700. Yılında 700 Hatim ile Anıldı

Vefatının 700. Yılında 700 Hatim ile Yunus Emre’yi Anma Programı Mihalıççık ilçesinde bulunan Yunus Emre Külliyesi’nde gerçekleştirildi.

2021 UNESCO “Yunus Emre Anma ve Kutlama Yılı” ve Cumhurbaşkanlığımızın Genelgesi ile 2021 “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” kapsamında Vefatının 700. Yılında 700 Hatim ile Yunus Emre’yi Anma Programı Mihalıççık ilçesinde bulunan Yunus Emre Külliyesi’nde gerçekleştirildi.

Programa Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Vali Erol Ayyıldız, Eskişehir Milletvekilleri Prof. Dr. Emine Nur Günay, Metin Nurullah Sazak, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal, Mihalıççık Kaymakamı Onur Aykaç, Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum ,  İl Müftüsü Bekir Gerek ile çok sayıda davetli katıldı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Camii İmam Hatibi Adem Kemaneci Hocanın   Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Bekir Gerek; Yunus Emre'nin Anadolu'nun bağrından çıkmış, Türkçeyi güzel kullanan Allah dostu ve aşığı, insan sevgisiyle dopdolu bir manevi önder olduğunu söyledi. Vefatının 700. yıl dönümü nedeniyle UNESCO tarafından "Yunus Emre'yi Anma Yılı" ilan edildiğini anımsatan Gerek, Cumhurbaşkanlığının önderliğinde ülke genelinde anma etkinliklerinin düzenlendiğini bildirdi.

Eskişehir Milletvekilleri Prof. Dr. Emine Nur Günay ve Metin Nurullah Sazak ise Yunus Emre'nin vefatının 700. yılı hasebiyle bir araya geldiğimiz 700 Hatim ile Yunus Emre’yi Anma Programı’nın hayırlara vesile olmasını diledi.

Eskişehir dendi mi hatırımıza Yunus Emre, Yunus Emre dendi mi hatırımıza “gönül şehri” düşer:

Girdim gönül şehrine daldım onun bahrine

Aşk ile seyrederken iz buldum can içinde

dizeleriyle konuşmasına başlayan Vali Ayyıldız konuşmasının devamında şunları söyledi;

“Bugün burada Eskişehir’imizin bağrından çıkarak insanlığa mâl olan, sevgi felsefesinin mimarı, Türk dilinin usta yorumcusu ve halk şairi Yunus Emre 'nin vefatının 700. yılı hasebiyle bir araya geldiğimiz 700 Hatim ile Yunus Emre’yi Anma Programı’nın Yaradan’dan ötürü tüm yaratılmışlar için hayırlar getirmesini diliyorum.

Türk şiirinin ve düşünce dünyasının önde gelen simalarından olan Yunus Emre’nin ortaya koyduğu fikirler günümüz insanının içine düştüğü buhranlara ışık tutacak niteliktedir. Onun, daha 13. yüzyılda terennüm ettiği fikirler bugün dahi canlılığını ve tazeliğini korumaktadır. Kılıç seslerinin yükseldiği bir dönemde yaşayan Yunus Emre; bu topraklara birlik ruhunu ekmiştir. Gönlü akılla buluşturan, maddeyi mana ateşinde eriten; kapısı her türlü sevgisizliğe kötülüğe ve ötekileştirmeye kapalı değerler dünyamızı yeşertmiştir.

Tercih hakkının gönlü kırıklardan yana kullanıldığı, önceliğin gariplere verildiği fütüvveti esas alarak savaşların, istilaların harap ettiği gönülleri mamur etmiş, onanmış ve donanmış kılmış, gönül yaralarına merhem olmuştur. Yaşadığı çağdan günümüze uzanan bir sevgi bağı ile bütün insanlığa birlik, kardeşlik çağrısı yapan Yunus Emre’ye bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Savaşların, terörün, gözyaşının acımasızca devam ettiği günümüzde onun sesi; insanlığın geleceğine dair umutlarımızı yeşertmekte, yüreğimize su serpmektedir. Onun “Sevelim sevilelim…” felsefesinin gelecek yüzyıllarda daha da anlam kazanacağını düşünüyorum.

Yunus Emre bir şiirinde şöyle der: 

Yûnus senin sözlerin manadır bilenlere

Söyleyeler sözünü devr-i zamân içinde

Devr-i zaman içinde; devirler, çağlar boyunca Yunus’un ve Yunus gibi aynı ruh ve manaya ses ve nefes olan tüm erenlerimizin mana ile söylenmesi, layıkıyla anlaşılması en büyük temennimizdir. 2021 UNESCO “Yunus Emre Anma ve Kutlama Yılı” ve Cumhurbaşkanlığımızın Genelgesi ile 2021 “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” kapsamında onun arı duru Türkçesiyle “Bu manadan duyan gelsin” dediği ve her biri bir mana denizi olan şiirlerindeki davetine uyarak bu manadan duymaya, her zamankinden gür bir sesle duyurmaya azmettik.

Onun sesine, nefesine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Zira Yunus Emre, kibrin ve kinin boy vermediği ve asla yeşermediği bir değerler dünyasının sesidir.

Bizler biliyoruz ki Yunus Emre’nin sesi gönül memleketimizde hâlâ yankı bulmakta ve ülkemizde insanlar; dilinden, dininden, kıyafetinden, mezhebinden ötürü değil, en çok da yaratılanı Yaratandan ötürü sevmektedirler. Yunus’un sevgiyle bereketlendirip buluşturduğu Eskişehir’imiz ise tarih boyunca aldığı göçlerle, Yunus’un hemşehrilerine yakışanı yaparak bir sevgi şehri hâline gelmiştir.

 Yunus Emre bir şiirinde “Erenler nefesidir devletimiz/ Onun için fitneden olduk selâmet” der. Burada “devlet” kavramını ister siyasi yapı olarak isterse baht, talih, büyük saadet, maddi-manevi mevki anlamlarıyla ele alalım, bizim “devlet”imiz; “Bizim Yunus”un da veciz bir şekilde ifade ettiği gibi “erenler nefesi”dir. Kelime, her anlamıyla millî manevi değerlerimize açılan bir kapıya çıkacaktır. Bunu Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran yılı ilan edilen, içinde bulunduğumuz yılda her zamankinden daha iyi idrak ediyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle “Sevdiğimi söylemezsem, sevmek derdi beni boğar” diyen Yunus misali, bizler de ona olan sevgimizi bir kez daha dillendiriyor; gönül dünyamıza katmış olduğu tüm iyilikler ve güzellikler sebebiyle onu bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyor; “Bizim Yunus” un iyi anlaşılmasına katkı sunan her yüreğe teşekkürü borç biliyoruz.”

Son olarak kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ise İslam medeniyetinin büyük coğrafyalarından olan Anadolu’nun, nice âlimlere, ariflere, şairlere, ediplere ve erenlere ev sahipliği yapmış ve böylelikle bütün insanlığı kucaklayan bir irfan mektebine dönüştüğünü belirterek, “Mevlana Celaleddin-i Rûmî’den Hacı Bektâş-ı Veli’ye, Âhi Evran’dan Pir Sultan Abdal’a, Hacı Bayram-ı Velî’den Yunus Emre’ye kadar nice gönül erleri, ilahî aşk ve muhabbet dolu sözleriyle bu medeniyetin Anadolu’daki inkişafına büyük katkı sunmuşlardır.” diye konuştu.

Yetiştirdikleri insanlar ve ortaya koydukları eserlerle günümüze uzanan bu mümtaz şahsiyetlerin, İslam’ın ilim, hikmet ve ahlak değerlerini nesilden nesile aktarma ve kalıcı kılma hususunda önemli bir görev icra ettiklerini ifade eden Başkan Erbaş konuşmasının devamında şunları söyledi;

“Bu şahsiyetlerden biri olan Yunus Emre, sözüyle, duruşuyla ve düşüncesiyle kültür ve medeniyet tarihimizde silinmez izler bırakan bir gönül insanıdır. Sosyal yapının zaafa uğradığı, iç çekişmelerin kuvvetli olduğu, kıtlık, kuraklık ve istilâların hayatı kuşattığı zor bir dönemden seslenen ve dilimizin de kültürümüzün de temel taşlarından olan Yunus adeta bugünün edibi, ozanı gibidir.

İslam dininin hakikatlerini derinden kavramış bir gönül eri olarak ilhamını Kur’an’dan ve Peygamberimizden alan Yunus’un güllerle, bahar iklimleriyle donanmış bir gönül bahçesi vardır. Allah sevgisi ve peygamber feyziyle neşvünema bulan bu bahçede dolaşanlar, onun sözlerinde bütün genişliği ve derinliği ile tesir eden İslam’ın değerleriyle tanışırlar.

Milletimizin Hak aşığı, halk ozanı olarak kabul ettiği Yunus’u sevmesi ve benimsemesi, bu bahçeden yayılan esintilerin, duygularına tercüman olması sebebiyledir. Sözünün gücü ve etkisi de buradan gelir. Onun sesi İslam’ı anlatır; imanın, sevginin, barışın, ahlakın, kardeşliğin, hoşgörünün yoluna davet eder. Onun bütün eserlerinde bu ulvî duyguların hâkimiyetini görmek mümkündür.

Şiirleri, onun Allah’a olan sarsılmaz imanının ve aşkının, Hz. Peygamber’e olan sevgisinin bir tezahürüdür. Yaratana duyduğu aşk ve yaratılana beslediği muhabbet, asırlardır bir destan gibi dillerden dillere dolaşmaktadır. Yunus, İslam ahlakının bir ifadesi olarak “yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü derken” kâinattaki bütün varlıkları sevmenin inancıyla ve huzuruyla doludur. Bu engin müsamaha ve bu müsamahayı temsil ve terennüm, Yunus kadar başka hiçbir şairde, ozanda, edipte belirgin değildir.

Gönül sultanı Yunus, bir nakkaş zarafeti ve bir sarraf titizliğiyle işlediği sözünü; inanca, sevgiye ve merhamete davetin en etkili aracına dönüştürerek, bütün insanlığı vahdete, kardeşliğe, şefkate ve merhamete çağırmaktadır.

Onun dilindeki saflık ve anlaşılırlık, yalnızca kelimelerin sadeliğiyle sınırlı kalmamıştır. Anlatım tarzıyla, kelimelere kazandırdığı mana zenginliğiyle şiirleri, zamanı aşarak tesirini göstermekte, üzerimizdeki etkisini gün geçtikçe artırmaktadır. Anadolu’nun gönül dergâhında yetişen ve sekiz asırdır sözleri ve düşünceleriyle bütün dünyada adından söz ettiren Yunus, böylece her devrin ozanı olarak adeta aramızda dolaşmaktadır.

Bu güzel etkinliğin de Yunus Emre’yi tanımaya ve muhabbetle yaşamaya katkı sunmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.”

Konuşmalardan sonra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Vefatının 700. Yılında Yunus Emre için okunan 700 Hatm-i Şerif’in Hatim Duasını yaptı.

Program davetlilere “Yunus Aşı ve Lokma Tatlısı” ikram edilmesinin ardından sona erdi.



Anahtar Kelimeler: Yunus Vefatının . Yılında Hatim Anıldı

ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz