İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

ABD-İran gerilimindeki stratejik plan ne? Dr. Fehmi Ağca yorumladı...

ABD-İran gerilimindeki stratejik plan ne? Dr. Fehmi Ağca yorumladı...

ABD-İran gerilimindeki stratejik plan ne? Dr. Fehmi Ağca yorumladı...

Günümüze kadar devam eden süreçte, ABD ile olan her türlü siyasi gerilimin, çatışma ve anlaşmazlıkların rejimin kökleşmesine ve İran’ın etki alanını genişletmesine hizmet ettiğini vurgulayan uzmanlar, ABD’nin bölgeye yönelik temel stratejisinin; ‘İsrail’in çevresinde hiçbir askeri veya ekonomik gücün oluşmasına fırsat vermemek’ olduğunu öne sürüyor.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölümü ve Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (PAMER) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, ABD ve İran arasındaki gerilimi değerlendirdi.

1979 yılı İran İslam devriminden başlayarak günümüze kadar devam etmekte olan ABD ile İran arasındaki gerilimin, siyasi sonuçları bakımından ilgi çekici gelişmelere neden olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “ABD’nin İran karşıtlığı, İran İslam devrimini gerçekleştiren siyasi kadroları zayıflatmak ve iktidarı kaybetmesini amaçlamıştır. Ancak 45 yıldır devam etmekte olan ABD- İran çatışması, İran’daki Şii iktidarının daha da güçlenmesi sonucunu doğurmuştur. Sorulması gereken temel soru, acaba ABD gerçekten İran’daki Şii mezhebine dayalı iktidarın yıkılmasını mı, yoksa tam tersine daha da güçlenmesini ve kökleşmesini mi istiyor?” dedi.

“ABD’NİN İRAN’IN ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA HAREKET ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR.”

İran İslam devrimi sonrasında, ABD ve diğer Batılı güçlerin Irak lideri Saddam Hüseyin’i kışkırtarak ve Irak ordusuna silah temin ederek İran’a saldırmasını teşvik ettiğini de hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, şunları anlattı:

“Irak - İran Savaşı, İran’da devrimi gerçekleştiren siyasi kadronun muhalefeti tasfiye ederek gücünü pekiştirmesini ve meşruiyet kazanmasını sağlamıştır. Sonuçta, bu savaş İran halkının büyük çoğunluğunun rejime olan desteğinin artmasına neden olmuştur. Daha da önemlisi, ABD’nin 2003 yılında başlattığı ikinci Irak Operasyonu sonrasında Irak’ta çoğunluğu teşkil eden Şii çoğunluğun siyasi iktidarı ele geçirmiş olması, ABD’nin İran’ın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini gösteriyor. Günümüze kadar devam eden süreçte, ABD ile olan her türlü siyasi gerilim, çatışma ve anlaşmazlıkların rejimin kökleşmesine ve İran’ın etki alanını genişletmesine hizmet ettiği söylenebilir.”

ABD ve Batılı müttefiklerinin, saldırılarını sürekli düşman olarak empoze edilen İran yerine, İsrail için daha yakın tehdit teşkil eden Irak ve Suriye’ye yöneltmiş olmasının, ABD’nin siyasi hedeflerini ve bölgeye yönelik temel stratejisini ortaya koyduğunu da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “Bu strateji şudur: İsrail’in çevresinde hiçbir askeri veya ekonomik gücün oluşmasına fırsat vermemek, diğer yandan potansiyel olarak İsrail için en büyük tehdit kaynağı olan İslam dünyasını, askeri açıdan güçlü bir İran vasıtasıyla ikiye bölmek ve İslam dünyasının Batı saldırganlığı karşısında güçlü bir mukavemet ve siyasi birlik oluşturmasına engel olmaktır.” diye analizde bulundu.

“BU GERİLİM ORTAMI HER İKİ ÜLKENİN ÇIKARLARINA UYGUN İSE DOĞAL OLARAK BİR ZIMNİ ANLAŞMA HALİNİN MEVCUT OLDUĞU KABUL EDİLEBİLİR.”

Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, 7 Ekim 2023 sonrası Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları karşısında İran’ın İsrail’e karşı izlemiş olduğu siyaset ve kendisine bağlı Hizbullah gibi örgütler vasıtasıyla yürütmekte olduğu eylemlerin, etkili bir sonuç vermekten ziyade İsrail’in ve ABD’nin saldırganlıkları için bazı gerekçeler üretmekten öteye gidemediğine de vurgu yaptı. 

“Zaten gerek ABD gerekse İran tarafından çatışmanın Ortadoğu geneline yayılmasını istemedikleri yönündeki açıklamalar, iki ülke arasında zımni bir anlaşma olduğunu göstermektedir." diyen Ağca, "Bunun için iki ülkenin birbiri ile gizli bir anlaşma yapmasına gerek yoktur. Bu gerilim ortamı her iki ülkenin çıkarlarına uygun ise doğal olarak bir zımni anlaşma halinin mevcut olduğu kabul edilebilir.” dedi.

İKİ ÜLKE ARASINDAKİ ÇATIŞMA ORTAMI NE SAĞLIYOR?

İki ülke arasındaki çatışma ortamının, ABD’nin İsrail’in güvenliğini sağlamak maksadıyla Ortadoğu’da sürdürmekte olduğu saldırgan politikaları için gerekçeler oluşturduğunu ve bir ölçüde uluslararası meşruiyet sağladığının söylenebileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “Diğer yandan, bu çatışma ve gerilim ortamı, İran’ın mezhepçi politikalarını etkili bir şekilde sürdürmesine fırsat veriyor. Böylece İran, kendisine bağlı grup ve örgütler vasıtasıyla, ileriden savunma doktrini çerçevesinde, sınırları ötesinde Irak, Suriye, Yemen gibi dış ülkelerde oluşturduğu mevziler ve direnme noktaları ile ülke savunmasını pekiştirmeye çalışıyor.  Eğer, İran özellikle Suriye’de, bu yayılmacı ve mezhepçi politikalar yerine, demokrasi ve insan haklarının korunması için yoğun çabalar gösteren Türkiye ile iş birliği yapsaydı, ABD ve diğer Batılı emperyalist güçlerin planladığı senaryolar doğrultusunda bölge terör ve iç savaşlarla parçalanmaz ve yıkıma uğramazdı. İran asla böyle bir iş birliğine yanaşmamak suretiyle, ABD’nin bölgeye müdahalesi için zemin hazırlamıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada İran’ın mezhepçi ve yayılmacı politikasının, ABD tarafından, kendi hedeflerini gerçekleştirmek ve bölgenin parçalanmış ve ihtilaflı yapısını sürdürmek için elverişli bir gerekçe olarak kullanıldığını da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Ağca, “ABD, böylece İran karşıtı ülkeleri kendi safına çekmek için daha kolay ikna edebilmekte ya da zorlamaktadır. Bu nedenle, ABD’nin İran rejimini yıkmak gibi bir amacının olmadığı söylenebilir. 7 Ekim 2023 sonrası Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları karşısında İran’ın İsrail’e karşı izlemiş olduğu siyaset ve kendisine bağlı Hizbullah gibi örgütler vasıtasıyla yürütmekte olduğu eylemler, etkili bir sonuç vermekten ziyade İsrail’in ve ABD’nin saldırganlıkları için gerekçeler üretmekten öteye gidememektedir. Zaten gerek ABD gerekse İran tarafından çatışmanın Ortadoğu geneline yayılmasını istemedikleri yönündeki açıklamalar, iki ülke arasında zımni bir anlaşma olduğunu göstermektedir. Bunun için iki ilkenin birbiri ile gizli bir anlaşma yapmasına gerek yoktur. Bu gerilim ortamı her iki ülkenin çıkarlarına uygundur.” ifadelerini kullandı.


Haber Kaynak : İGFA

ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz

İsrail'in ABD ilişkisi Orta Doğu'da tahribatı artırıyor

Türk Dünyası'nın kardeşlik hukuku güçleniyor

Miçotakis Türkiye'ye geliyor

Dünya sigorta sektöründen Türkiye'ye özel ilgi

Dr. Recep Erdem Erkul'a 'fahri' görev

İsrail ve Hamas arasında ateşkes ya da esir takasının gerçekleşme ihtimali kaldı mı?

TBMM'de Filistin'le ilgili iki uluslararası anlaşmaya onay

İletişim: Kısıtlamalarda geri çekme yok!

TBMM Başkanı Kurtulmuş Havana'ya geçti

Numan Kurtulmuş'tan Meksika'daki Atatürk Anıtı'na ziyaret

Türkiye-Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı

İsrail'in Refah'a girmesi savaşın gidişatını ne yönde değiştirecek?

İsrail'in lobi gücü ABD'yi derinden etkiliyor

Türk Hava Kuvvetleri NATO Uzay Sempozyumu'nda

Süleyman Soylu: Önünde eğileceğimiz tek güç Allah'tır

Kalkınma yolu için güç birliği sürecek

Türk silahı Sarsılmaz ABD’de polis silahı oldu

TASC önderliğinde bir araya gelindi: Sözde Ermeni Soykırımı'na protesto

Moldova’dan Gagavuzya’ya baskıda son halka: Başkan Gutul’a yargı sopası

Kipi Sınır Kapısı iyileştirilecek

2023'ün röntgeni çekildi... Avrupa'da aşırı hava olayları yaşandı