APO YERİNE TÜRK KİMLİKLİ BİR ÖRGÜT LİDERİ OLSAYDI NE OLURDU

APO YERİNE TÜRK KİMLİKLİ BİR ÖRGÜT LİDERİ OLSAYDI NE OLURDU

Eğer bugün cezaevinde olan kişi Apo değil de hayalî bir Türk kimlikli örgüt lideri olan Timurhan Öcal olsaydı ve aynı emirleri verseydi, yine bebekler ölecek, yine öğretmenler hedef alınacak, yine askerler ve

polisler şehit olacaktı. Bu tablo isim değişince değişmez.

Peki bugün Apo için gösterilen hoşgörü, aynı eylemleri Türk kimlikli biri yapsaydı gösterilir miydi? Cevap bellidir: Gösterilmezdi. Bu da tartışmanın ilkeye göre değil, kimliğe göre yürüdüğünü ortaya koyuyor.

Kırk yılı aşkın süredir devam eden ve 50.000 vatandaşımızın canına mal olan terör gerçeği bu ülkenin her hanesine acı bıraktı. Bu acı kimliğe göre değişmedi, değişmez de. Bir anne evladını toprağa verirken nereli olduğuna bakmaz. Bir çocuk babasız büyürken kimlik konuşmaz. Bu ülkenin acısı ortak, bedeli ortaktır.

Ancak asıl sorun burada bitmiyor. Bu ülkede yıllardır şu algı yayılıyor: Türk ve Kürt kardeşliğinin önünde duran terör örgüsüyle barışmak zorundaymışız gibi bir düşünce topluma empoze ediliyor. Oysa bu, gerçeği tamamen tersine çeviren açık bir yanlıştır. Bir ülkenin kendi vatandaşlarıyla bir arada yaşayabilmesi için terör örgütleriyle pazarlık yapmasına gerek yoktur. Bir arada yaşamayı sağlayan şey kimlik pazarlıkları değil, adaletin herkes için aynı işlemesidir.

Adalet yerini bulduğunda, ekonomik yük hafiflediğinde, eşitlik güçlendiğinde toplum kendiliğinden nefes alır. Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi aynı sofrada oturur; gerginlik azalır çünkü adalet gerilimin karşıtıdır. Bugün sık sık konuşulan kimlik çatışmasının derininde kimlik değil, ağırlaşan geçim yükü vardır.

Ekonomi zayıfladıkça toplumun sinir uçları açığa çıkar. Yoksulluk arttıkça insanlar yönlendirmeye daha açık hâle gelir; duygular sertleşir, söylemler keskinleşir. İşsizlik büyüdüğünde umut zayıflar; umudun zayıfladığı yerde toplumsal tansiyon yükselir. Son yıllarda yaşanan gerilimlerin önemli kısmı bu zeminden beslenmektedir.

Eskiden herkesin ortaklaştığı “terörle müzakere değil mücadele olur” cümlesi, ekonomik sarsıntıların ardından tartışılır hâle geldi. Düzen zayıfladıkça söylemler de yumuşadı, kırmızı çizgiler esnedi. Oysa köklü bir düzen ayakta değilse masa da çözüm üretmez.

Eşitsizlik, adaletsizlik, işsizlik ve pahalılık sürdükçe hiçbir siyasi anlaşma toplumu bir arada tutamaz. Yara etnik kimlikte değil; yara ekonomik sıkıntıda, adaletsizlikte, çaresizlikte ve umutsuzluktadır. Bugün dış güçlerin en kolay kullandığı açık da budur: kırılgan ekonomi. Kimlikleri değil, toplumsal zayıflıkları istismar ederler.

Bu topraklarda kardeşliği ayakta tutan ilk şey kul hakkına dokunmamaktır; çünkü Allah’ın huzurunda en ağır vebal bir insanın canına ve onuruna kastetmektir. Adalet yerini bulduğunda Kürt de bu ülkenin öz evladı olduğunu hisseder. Kendini dışlanmış değil, eşit hisseder. Hakkı teslim edilen insan ülkesine daha sıkı sarılır.

Milletin ruhu güç kazandığında bayrağın gölgesi herkes için güven olur. Asker bunun için dağlarda nöbet tutar; Türk de bunun için gurur duyar. Çünkü vatan herkes için ortak yuvadır. Bu topraklarda düzen hukukla sağlanır; huzur beraberlikle güçlenir; ülkenin gerçek direnci ise herkesin aynı sofraya eşit oturabilmesidir. Bu iradenin adı da bize bırakılan en kıymetli mirastır: Cumhuriyet.

Bu yüzden tarihe not düşmek gerekiyor. Terörle mücadele suça karşı tavırdır, kimliğe karşı değil. Birliğin temeli adalettir; refahla, eşitlikle güçlenir. Birlik ancak düzen kuvvetliyse ayakta kalır. Yoksa müzakere adı altında beklenmedik sürprizler yaşanır.

Bu nedenle mesele Apo’nun kim olduğu değil, yaptığıdır. Bu ülke şu cümleyi söylemediği sürece hiçbir tartışma yerini bulmayacaktır: Bu suçu kim işlerse işlesin tavrımız aynıdır.

Bu topraklarda kimlikler değil ortak kader vardır. Birlik, farklı kökenden gelen milyonların omuz omuza durmasıyla olur. Aynı sofrayı paylaşınca, aynı ekmeğe sahip çıkınca olur. Bir ülkeyi ayakta tutan şey etnik köken değil; birlikte yaşama iradesidir. Bu irade güçlendikçe hiçbir güç bu milleti bölemez.

Bu toprakları bölen kimlikler değil; birliği ayakta tutan adalettir.

Çetin Ay 
BWA Başkanı



ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz

Ankara'da bir haftada bin 20 aranan kişi yakalandı

Bursa İnegöl'de güvenli park sayısı 43'e yükseldi

Denizli'de Kadın Meclisi’nden anlamlı buluşma

Trabzon Of’ta Adalet Sarayı temeli atıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadının temsiliyet oranını artırdık

Sakarya'da Tarihi Uzunçarşı’da dönüşüm hızlandı

Bursa İnegöl’de Başkan Taban gençlerle bir arada

“Kuru fasulye krizi” iddialarına yalanlama

Gebze'den 10 tır Sudan'a uğurlandı

CGTN: Çin-Avrupa ilişkileri: Gelecek 50 yılı şekillendirmek

Beyaz perdede haftanın yeni filmleri

HSK heyetinden Osmaniye Adliyesi'ne üst düzey ziyaret

AntalyaDA Gov4GreenMed projesiyle hibe desteği kazandı

Konya’da Başkan Kılca vatandaşlarla buluştu

Gaziantep’te trafiğe rahat nefes aldıracak proje

İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Gölbaşı'dan uluslararası öğrencilere 'Kamu Diplomasisi ve Medya' dersi

İletişim Başkanlığı’ndan 'kültürel miras' vurgusu

Kırık Tüneli Projesi bölge ulaşımına nefes olacak

Kocaeli'de yüzme bilmeyen kalmasın projesi sürüyor

Akıllı telefon ve bilgisayar kullanımı boyun sağlığını tehdit ediyor

Muğla'dan yürek ısıtan destek