NAKIŞ NAKIŞ TÜRKİYEM

NAKIŞ NAKIŞ TÜRKİYEM Haberleri

AYDIN ŞEHİR TARİHİ

AYDIN ŞEHİR TARİHİ

MERYEM ALTUNAY'LA NAKIŞ NAKIŞ MEMLEKETİM

İskana uygun iklim koşulları ve bereketli toprakları ile “Uygarlıklar Vadisi” olarak adlandırdığımız Büyük Menderes Havzası tarihin her döneminde iskan edilmiş, yoğun bir kültür gelişimine sahne olmuştur. Havzanın kültür tarihini Peschlow tarafından Beşparmak Dağları’nda keşfedilen kaya resimleriyle günümüzden onbin yıl geriye götürmek mümkün olmuştur. Bu kültürel süreç içerisinde Aydın’ın önemli bir yeri vardır. İzmir - Denizli - Muğla yolları kavşağında olması onun bu önemini daha da arttırmaktadır.

Prehistorik Devirlerde Aydın’da bir çok höyük ve yerleşim yeri tesbit edilmiştir. Bunlardan en önemlisi bugün Belediye sınırları içerisinde kalan Deştepe diğer adıyla Dedekuyusu höyüğüdür. Bu höyükten elde edilen seramik buluntularına göre yerleşimin tarihi M.Ö. 4500 yıllarına kadar gitmektedir. Araştırmacıların Ege ve Orta Anadolu’da yaptıkları incelemelerde, Aydın’ın ilk tarihi bilgilerine Hitit kaynaklarında rastladığı açıklanmaktadır. Hitit kaynaklarına dayanarak Apasa’nın Efes, Milavanda’nın Milet, Pariyana’nın Priene, İlyalanda’nın Alinda ve Waliwanda’nın Alabanda olduğunu biliniyor. Daha sonraları Ege kıyalarına gerek deniz yoluyla, gerekse doğudan ve kuzeyden gelen kavimlerin bu yöreyi istila etmesi sonucu yörede değişik uygarlıklar gelişir.

Tralleis bu günkü Aydın, antik çağ yazarlarından Strabon’a göre Argoslu ve Trakyalı Kavimlerce kurulmuştur. İ.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda Batı Anadolu’ya Trakya’dan göç eden Kuzey kavimlerinin Nysa ve Magnesia gibi kentleri kurdukları ve daha önceki adı Atria olan Aydın’ı da onardıkları bilinmektedir. M.Ö. 400’de Spartalılar Aydın ve çevresini Perslerden almaya çalıştılar fakat başaramazlar. Tarihte ilk defa Spartalı General Thipron’un M.Ö. 400 yıllarında Perslere karşı giriştiği bağımsızlık savaşı sırasında anılan kent, M.Ö. 344’de Büyük İskender tarafından Pers egemenliğinden kurtarılır. Roma İmparatoru Neron döneminin sonuna kadar “Ceasarec” adıyla anılan Aydın, M.S. 1. yüzyılda “Tralleis” adıyla anılmaya başladı. Tralleis M.Ö. 260’da Magnesia Savaşlarından sonra da Bergama Krallarının eline geçer.

M.Ö. 129’da Roma İmparatorluğu’nun Asya Eyaletine bağlanan Tralleis M.Ö. 26’da şiddetli bir depremden hasar gördü. İmparator Augustus’un yardımıyla onarıldı. İsmi Caesarea olarak değiştirildi. Bölgede başta Tralleis olmak üzere, Aphrodisias, Miletos, Alinda, Alabanda, Nysa, Magnesia, Amyzon, Panionion, Neopolis, Mastaura, Antiokya, Gerga, Akharaka, Harpasa, Piginda, Orthosia, Phygela gibi önemli antik kentler kurulmuştur. Bizans egemenliğindeyken piskoposluk merkezi olan kent 12. yüzyılda Türk’lerin eline geçti.

Aydın Kenti 1282’de Menteşe Bey tarafından alınarak Menteşeoğulları topraklarına katılmıştır. Türkler, Ch. Texier’in belirttiği gibi mevkiinin korunaklı ve güzel olması nedeniyle şehrin adını Güzelhisar olarak değiştirmişler ancak Tralleis’de oturmayıp kentin güney eteğindeki Nekropol üzerinde yeni bir şehir kurmuşlardır. Güzelhisar daha sonra Aydınoğulları idaresine geçmiş ve 1426’da II.Murat tarafından Osmanlı topraklarına katılan kent Anadolu eyaletine bağlı bir sancak olur. II. Mahmut döneminde müşirlik, Tanzimat’tan sonra eyalet, 1867’de ise vilayet olur. Anadolu’nun ilk demiryolu Aydın-İzmir arasında yapılıp işletmeye açılır. 27 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edilir. 30 Haziran 1919’da geriye alınan kent tekrar işgal edilir ve 7 Eylül 1922 yılında işgalcilerden kurtarılır.

Güzelhisar adı XVII. yüzyıla kadar kullanılmış, ancak Anadolu Eyaletinde diğeri Menemen’in kuzeyinde olmak üzere aynı isimli iki şehrin bulunması ve herhangi bir karışıklığa meydan verilmemesi için Aydın Sancağındaki anlamında “Aydın – Güzelhisarı” veya “Güzelhisarı – Aydın” denilmiştir. Bu isim XIX. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmış, giderek Güzelhisar düşmüş Aydın revaç bulmuştur. Aydınlılar altı yüzyıllık “Güzelhisar” ismini bir vefa örneği olarak Aydın’ın bir mahallesinin adında yaşatmaktadırlar. Güzelhisarı Aydın 1811’de sancak, 1826’da da yeni yapılanan Aydın Eyaletinin merkezi olmuştur.

Aydın bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. ili, modern bir kent, kültür ve tabiat varlıklarıyla bir açık hava müzesi görünümüyle yine tarihsel işlevini sürdürmektedir.

Kaynak: http://www.aydinkulturturizm.gov.tr/TR,64356/tarihce.html - 

Kentte Turizm

Aydin ili, tarihi, kültürel ve dogal degerlerine sahip olmanin ötesinde, turizm faaliyetlerinin en yogun oldugu Bati Anadolu’nun orta yerinde bulunmaktadir. Ayrica, turizm açisindan en önemli deniz sinir kapisina sahip olmasi, Aydin’i, sektörün en gelismis illerinden biri haline getirmistir. Aydin'in batisi Ege denizine açildigindan, Kusadasi ve Didim ilçeleri turizmin her alaninda, diger ilçeler ise daha çok folklorik ve arkeolojik degerler açisindan günübirlik ziyaretlere daha uygundur. Bu nedenle yatirimlar, bu iki kiyi ilçesinde toplanmis olup, ileriye dönük taleplerde bu bölgede yogunlasmaktadir. Aydin ilinin bir diger önemi, Izmir metropoliten alana çok yakin ve dogrudan etki alani içinde olmasidir. Izmir’e otoyol baglantisi ile 100 km uzaklikta olan Aydin kent merkezi, Istanbul'a 930 km, Ankara’ya 530 km uzakliktadir. Deniz yolu, il içinde Kusadasi limanindan saglanmakta, daha büyük liman kullanimi için Izmir limanindan yararlanilmaktadir.

Demiryolu, Denizli-Aydin-Izmir hattinin yanisira Türkiye’nin ilk demiryolu hatti olan Söke uzantisi il içinden geçmektedir. Menderes havaalani ise Aydin-Izmir otoyolunun üzerinde olup, Izmir’in yanisira Aydin iline dolayisi ile Kusadasi ve Didim’e de hizmet etmektedir. Aydin ilinde iklimin uygunlugu ve uzun bir turizm sezonuna olanak saglamasi en önemli tesvik edici etkenlerden biridir. Akdeniz ikliminin hakim oldugu Aydin ilinde sicak aylar çogunluktadir. Ayni zamanda deniz suyunun sicakligi Mayis-Ekim aylarini kaplayan senenin yarisinda su sporlari ve yüzme olanagi da saglamaktadir. Ayrica, deniz kiyisinda halka açik plajlardan il içindeki yerlesmelerden ve çevre illerden gelenler, günübirlik veya hafta sonu olmak üzere yararlanmaktadirlar.

Bu çesit kullanim ulasim rahatligi ve iklim özellikleri nedeniyle oldukça yaygindir. Bu talebi basta Söke, Aydin, Nazilli ve Denizli kentleri olusturmaktadir. Aydin ilinin batisi ile dogusu arasinda turizm sektörü açisindan oldukça fark vardir. Batisi iç ve dis turizme uygun hizmet veren kaynaklarin mümkün oldugunca kullanima açilmis, potansiyel durumda olanlarin ise kullanima açilmasi için gerekli girisimlerin yapildigi bir kesimdir. Dogusu ise daha çok iç turizme yönelik hizmet vermektedir. Ancak ören yerleri ve yaratilacak çesitlilikler bu kesimde de dis turizmin yogunlasmasina neden olabilecektir. Aphrodisias ve Pamukkale’yi kapsayan tur güzergahlari nedeniyle dis turizm tarafindan ilin dogusu kullanilabilmektedir. kiyi ve ören yerleri disinda saglik turizmi (termal), tarihi ve mimari eserler, ören yerleri, müzeler, geleneksel el sanatlari, yöresel festivaller, deve güresleri gibi, kültür turizmi sportif turizm, doga yürüyüsleri-trekking, atli doga gezileri, golf, dalma, deniz ve kara avciligi, yüzme,yelken, su sporlari gibi sportif turizm ildeki gelistirilebilecek potansiyele sahip etkinliklerdir.

KÜLTÜREL TURIZM

Aydin ili arkeolojik sit alanlari yönünden Türkiye’nin en zengin yörelerinden biridir. MÖ 4000 yilinin sonundan günümüze kadar Hitit, Ion,Lidya, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklulari, Aydiogullari, Mentesogullari ve Osmanli Imparatorlugunun bir parçasi olan il, bu birikimin sonucu olarak sahip oldugu antik kentler ve müzeleri ile iç ve özellikle dis turizm açisindan büyük bir potansiyele sahiptir. Batida kiyi kesiminde bulunan önemli antik yerlesimlerden Milet,Didyma, Priene; orta güneyde Alinda, Alabanda; kuzeyde Tralleis, Nyssa ve doguda Aphrodisias ve kuzey yakininda Izmir, Efes ve Meryemana evi, doguda Denizli’de Hierapolis, güneyde Mugla’da Labranda, lasos ve Halikarnassos antik kentleri, tarihi ve arkeolojik gezi alanlari oldukça yogun turizm talebi yaratmaktadir

Kent merkezlerindeki Camiler ve Nazilli’deki Arpaz Kalesi, Bozdogan’daki Körteke Kalesi, Koçarli’daki Cincin Kalesi, türbeler, medreseler, mescitler ve hamamlar, gereken restorasyonlarin yapilmasi ve tanitimlarina agirlik verilmesiyle yukarida sözü edilen Roma ve Yunan dönemlerine ait ören yerleri disindaki Selçuklu ve Osmanli dönemlerine ait yapilarin da turistik amaçli ziyaretlere tesvik edilmesi, il turizmine farkli bir perspektif kazandiracaktir. Turizm talebi yaratabilecek ildeki diger çekici unsurlar arasinda, eski kentsel dokulari, özellikli tarihi yöresel konut yapilari, festivalleri, otantik kirsal yerlesmeleri, gelenekleri, hali dokuma tezgahlarini, deve güreslerini, orman ve yaylalardaki piknik ve mesire alanlarini saymak mümkündür. degisik kültürleri ve kültür eserlerini görmek, izlemek, folklorik faaliyetlere katilmak, yöresel mutfak, müzik, giyim gibi geleneksel etkinlikleri izlemek, ziyaretlerde bulunmak için, Aydin ili önemli olanaklara sahiptir. Sivil mimari örnekleri ve ilginç kirsal yerlesmelerden biri olan Kusadasi yakinindaki Kirazli köyü, mimari dokusunun yanisira halicilik ve dokuma tezgahlari, saç böregi-ayran gibi yöresel yiyeceklerini de hizmetleri içinde sunan nitelikleri ve yakinindaki Aslan Magarasi ile turist çekmektedir.Eski Çine ise mimari dokusu, 14. yüzyildan kalma Ahmet Gazi Camii ve Ahi Ibrahim Türbesi ile yakininda Asarlik mevkiindeki kaya mezari ve kalintilari, el dokuma sanatlariyla dikkate deger bir tarihi yerlesimdir. Ayrica Aphrodisias, Neopolis arasinda Bozdogan ilçesinde Olukbasi köyünde Türkmenlerin geleneksel kil çadirlari üretilmekte ve bu çadirlarda otantik giysilerle yerel yemekler sunulmasi için çalismalar yapilmaktadir. Genellikle turizm mevsimi disinda yapilan festival ve özellikle, deve güreslerine, daha ziyade yerel halk ve iç turizm tarafindan katilim saglanmaktadir. Deve güresleri, kisitli sayida da olsa, yabanci turistlerin de oldukça ilgisini çekmektedir. Ayrica Sultanhisar, Nazilli, Ortaklar, Germencik, Incirliova, Kuyucak ve Kösk tren gar binalari, 19. yüzyil ekonomi ve ulasim tarihinin yasayan örnekleridir.


SAGLIK TURIZMI (TERMAL)

Aydin ilinde küçüklü-büyüklü termal tesisler bulunmaktadir. Germencik’teki Alangüllü (Bozköy), Ömerli ve Gümüs (Gümüsilica); Kusadasi’nda Davutlar, Sultanhisar’da Salavatli ve Buharkent’te olmak üzere toplam 6 bölgede termal kullanima yönelik tesis alani vardir. Alangüllü Ilicasi : Germencik ilçesi Bozköy mevkiindedir. 32 oda ve 70 yatak kapasitesinde, Belediye belgeli kapali termal havuzu olan bir tesis mevcuttur. Ayrica Il Özel Idare tarafindan kür tesisi ve modern termal ve konaklama tesisleri insa edilmis olup, bölgenin en modern ve büyük kaplicalarindan biri durumuna getirilmistir. Gümüsköy Ilicasi : Germencik ilçesi Gümüsköy mevkiindedir. Gümüs termal tesisi, 2 oda ve 4 yatak kapasiteli çok küçük bir tesistir. Davutlar : Kusadasi ilçesi Davutlar beldesi yerlesmesinin hemen yakininda olan sicaksu kaplicasi mevkiinde konaklama kismi olmayan bir özel tesis vardir. Salavatli kaplicasi : Sultanhisar’in batisindadir. Halen faal durumdadir.


SPORTIF TURIZM

Aydin ilinde su sporlari ve denizde yapilan sporlardan; yüzme, dalma, yelken, sörf, su parasütü ve su kayagi ile ayrica dalarak zipkinla veya kiyidan-tekneden olta ile balik avciligi da yapilmaktadir. Bu sporlardan yüzme, sörf, su kayagi ve parasüt ile bunlarin disinda deniz bisikleti, muz kayak gibi rekreaktif amaçli faaliyetler daha çok yerlesimlerin, hatta turistik tesislerin, ya da halkin yogun olarak kullandigi plajlarin bulundugu koylarda daha çok yapilmaktadir. Su alti dalma konusunda özel dalma alanlari saptanmakta ve gruplar halinde bu alanlara turlar düzenlenerek, izlemek amaciyla denetimli dalislar yapilmaktadir. Bunun için eski batik gemi, amfora ya da fok baligi, mercan kayaliklari gibi dogal özellikler tasiyan alanlar bulunmaktadir.



Anahtar Kelimeler: AYDIN ŞEHİR TARİHİ

ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz