Kimi zaman kendimizi başrolde görür, kimi zaman bir yan karakter gibi hissederiz. Ancak sahnede ne kadar parlayacağımızı belirleyen şey, yaşadıklarımız değil, onlara nasıl karşılık verdiğimizdir.
Toplumda sıkça tartışılan kader ve özgür irade kavramları, insanların inançlarına ve hayata bakış açılarına göre farklı anlamlar taşır. Ancak bir gerçek değişmez: İster inançlı olun ister inançsız, hepimiz yaşam yolculuğunda yaptığımız seçimlerle iz bırakırız.
Bazı insanlar için kader, bir teslimiyet değil, güvenli bir rehberdir. Karşılaştıkları zorluklarda “Bu benim yolum” diyerek güç bulurlar. Diğerleri içinse özgür irade, hayatın tüm kontrolünü ele alma cesaretidir.
“Kader, yolun haritasıdır; ama rotayı hangi duyguyla geçeceğin, senin imzan olur.”Çetin Ay
Seçimlerimiz Kimliğimizdir
İnanmak ya da inanmamak… Hayatın farklı hikâyelerini yazsa da, son satır hepimiz için aynıdır: Yaptığımız her tercih, karakterimizin aynasıdır.
Toplum bilimciler ve düşünürler, insanların karşılaştıkları olaylardan çok, o olaylara verdikleri tepkilerle şekillendiğini vurguluyor. Bir kayıp karşısında üzülmek de, bir başarıda mutluluğu paylaşmak da evrensel duygulardır.
Birlikte Daha Anlamlı Bir Dünya
Her kesimden insanın ortak noktada buluştuğu mesaj açık: Sevgi, saygı ve merhamet, evrensel değerlerdir. Düşünce farkı ne olursa olsun, haksızlığa sessiz kalmamak, zorluklar karşısında direnmek ve farklılıkları anlamak insanca yaşamanın temel taşlarıdır.
Kader yolu gösterebilir, ama yolculuğun kalitesini bizim kararlarımız belirler.
Şimdi sormamız gereken soru şu: “Bırakacağımız iz nasıl bir hikâye anlatacak?”
Hayat sahnesinde alkışlanmak isteyen herkes, bu sorunun yanıtını kendi eylemlerinde bulacaktır.
Çetin Ay