HABER / HAKAN DİKMEN - Başlama düdüğü ile birlikte tadı tuzu olmayan bir maç izlemeye başladık. Bir önceki haftanın kazanan 11’inden bazı oyuncular kulübede bekledi. İlk 10 dakikalık dilimde her iki takımda saha içinde uyur- gezer gibi dolaştı durdu. Tıpkı iç sahada oynadığımız Samsunspor maçının kopyası gibi idi.
Rakipin uzaktan kalemizi yoklaması ile uyanır gibi olduk. Uyanır uyanmaz da savunma arkası koşu ile Hasek ile karşılık verdik.
İlk yarı adına oyun anlamında elle tutulur bir organizasyonumuz yoktu. Ancak oynamadan da olsa golün dışında Olanare'nin pozisyonunun dışında.
İlk devre için gol ve pozisyonların dışında olumlu diyebileceğimiz tek tesellimiz ise, özellikle Eren'in önderliğinde, topun ayağımızda daha fazla kalması oldu. Özellikle savunmadan aldığı toplarla bol pas yaparak rakibi koşturmayı becerdik, ancak 3.bölgeye getirdiğimiz atak başlangıçlarında düşünülen üretkenliği sağlayamadık. Bu anlamda yetersiz kalmamızın ana sebebinin, iki kanat oyuncumuzun oyuna hücum anlamında katkı sağlayamadıklarını gösterebilirim.
İkinci devre başlangıcında ise, skor avantajının vermiş olduğu rahatlıkla beraber daha diri daha atak bir Erzurum spor gördük. Yine topu ayağında tutarak rakibi koşturmayı hedefleyen, aynı zamanda çok adamla diğer alana geçmeye çalışan taraf bizdik. Belli ki Muzaffer Hoca 2.golü bularak oyunu koparmaları gerektiğinin uyarısını yapmıştı. Ancak karşı tarafta ise hiç hesapta olmayacak şekilde çatır çatır mücadele eden, maçı bırakmayan, hatta gücünün yettiği kadar saldırmaya çalışan bir Boluspor vardı. Biz maçı bitirecek golü bulamadıkça rakip daha da dirençli hale geldi. Bir ara oyun disiplininden kopan oyuncularımızda golü kendi adına yazdırma sevdası da başlayınca, saha içi dağınıklık boy gösterdi. Olanare ve Gökhan’ ın daha uygun pozisyondaki arkadaşlarını tercih etmeyip şutu tercih etmeleri gibi.
Kalan süre azaldıkça ve skor 1-0 devam edince oyunu kopartamamanın stresi de başlamış oldu. Eren'in attığı gol ile pozisyonun devamında kalemizde iki net pozisyon yaşadık.
Oyun anlamında en tatsız, keyif vermeyen maçlarımızdan birisini oynadık. Oyuncularımızın bu maça yoğunlaşamadıklarını düşünüyorum. Rakip takımın ligdeki durumu, iş kazası yaşama ihtimali… Hepsi bir neden olarak sayılabilir. Bu arada 2-0 yenik olmalarına rağmen Bolusporun oyunu çirkinleştirmeden ve geriş kaçmadan kora kor mücadelesini de alkışlıyorum. Böyle spor sever şehirler ve süper lig geçmişi olan camiaların, en kısa sürede toparlanıp tekrar geri dönmelerini temenni ediyorum.
İyisiyle, kötüsüyle mutlak galibiyet için gittiğimiz Bolu'ya oyun olarak sınıfta kalsak da, lazım olan 3 puanı alıp döndük. Puan olarak büyük bir iş başardığımızı söyleyeyim. Özellikle rakiplerin puan kaybettiği haftada, adeta 9 puan kazanmış gibi olduk. Geçen hafta Balıkesir galibiyeti, azda olsa ”acaba” dedirtmiş olsa bile, kritik bir hafta büyük kazançla tamamlanmış oldu.
Maçın geneline baktığımızda iyi oynayan oyuncu sayımız fazla değildi. Skora direkt katkı veren Eren Tozlu ile beraber Hasek’i bu haftanın iyileri olarak yazabilirim.
Bu ligde tutunabilmek adına verilen mücadelenin alkışı hak ettiğini düşünenlerdenim. Kanımca, 50 puan playoff için yeterli olacaktır. Büyük bir avantaj sağlanmıştır. İç sahadaki Tuzla maçınıda kazandığımız zaman, playoffa çıkmamak mucize olur. Tuzlasporu eli boş göndermek ise, takımın kendine olan güveni attırır.
ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz