Ülkemiz bir virüs illetinin sarmalı içerisinde tüm dünya gibi, halk korku ve panik içerisinde insanlar ne zaman işsiz kalacağını düşünürken ailesini nasıl geçindireceği üzüntüsü içerisinde adete bir yok oluşu yaşarken bizi yönetmeleri için seçip gönderdiğimiz siyasi yöneticilerimiz ise adete ülke güllük gülistanlık gibiymiş gibi birbirlerinin gırtlağına çökercesine kayıkçı kavgasına devam etmekten geri kalmıyorlar.
Ülkemizde siyaset ile demokrasi kendi alanın da ruhuna uygun olarak işlevini yerine getiriyor mu? . Daha doğrusu bizde siyaset demokrasiden yana mı? yoksa demokrasi siyasetin içinde eriyip yok mu? oluyor. Bunu irdelediğimiz de Anayasanın vaz geçilmez unsuru olan olan siyasi parti liderleri demokratım dedikleri halde demokrasiyi siyasetin değirmeninde öğüterek kendilerine göre demokrasi uydurmakta ve lider saltanatlığı hegomenyesini ön plana çıkartarak kendi kurmayları dahil teşkilatın sade üyesinden en üst kademeye, millet vekillerine kadar hiç bir kimse özgürce fikirlerini beyan edemezler herhangi bir konuda görüş ve düşüncelerini liderlerine rahatlıkla söyleyemezler Parti genel başkanları ne derse o olur bunun aksine söz söylemek mümkün olmadığı gibi söyleyenin de geleceği bir açmaza girer bunun adına da demokrasi deriz.
Seçim zamanlarında milletvekilleri, belediye başkanları İl genel meclis üyeleri ve belediye meclis üyelerinin tespitinde yine lider sultası öne çıkar iki dudak arasında, parti başkanı ne derse o olur. İster kariyer sahibi olsun ister olmasın parmak kaldırıp liderine tabi ve tam itaat varsa o listeye girer ve halka sunulur bunları seçeceksin. Halk da tuttuğu siyasi partisi hangisi ise ona oy verir oy veren seçmende oy verdiği parti listesindeki hiçbir vekili tanımıyor onlar hakkında fikir sahibi değil ama seçer. Yerel seçimlerde de aynısı tekrar edilir.
Bizde bunun adına demokrasi deriz ve seçilmişleri biz hür irademizle seçtiğimizi iddia ederiz. Hayır demokrasinin olmadığı veya siyasetin içinde öğütülen güdük bir demokrasi denen liderlik sultasının emriyle seçtik o şahısları.
Bundan da anlaşılıyor ki, demokrasi dediğimiz demokrat kavramı kişilerin hür iradesiyle düşünüp özgürce ifade edebildiği bir olgudan çıkıp siyasetin potasında eriyen ve kendini siyasetin emrine veren daha doğrusu siyasiler tarafından kendilerine entegre edilen bir kavram olarak kalır.
Ülkemizde siyasetin tek elden yürütüldüğünden, yetişmiş uzman ve kariyer sahibi yerine liderlere şartsız ve tam bağlı olup önce evet deyip parmak kaldıracak, sonra lider hayır deyince parmağını indirecek vekiller yerel yöneticiler tercih sebebidir. Bunun adına da demokrasi ve özgür iradeyle seçilenler diyeceksiniz.