İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

"Doktorların moral ve motivasyonu düşüyor"

"Doktorların moral ve motivasyonu düşüyor"

Doktor-hasta ilişkisinin son derece özel ve hassas bir ilişki olduğunu belirten uzmanlar, hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete uğramanın hekimlerin moral ve motivasyonunu düşürdüğüne dikkat çekiyor. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Şiddet hekimin yaptığı işe, hizmet sunduğu insan topluluğuna yabancılaşma, duygusal uzaklık yaratmaktadır. Doktor bu uzun ve zorlayıcı eğitimlerin sonucunda geldiği noktada kendini varoluşsal sorgulama yaparken bulabilir. Bunun üstesinden gelemeyen hekimlerde, motivasyon kaybı işe yönelik dikkat, konsantrasyon kaybı ortaya çıkabilir. İşin zorluklarına karşı tolerans kaybıyla birlikte, ister istemez iş verimini de düşürebilir.” uyarısında bulunuyor.

İSTANBUL (İGFA)- Tıp Bayramı, her yıl 14 Mart günü kutlanan, Türkiye'de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür. Pandemiyle beraber zorlu iki yılı geride bırakan doktorlar, son günlerde şiddet haberleriyle de gündeme geliyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, doktora şiddet konusunda değerlendirmede bulundu.

Şiddet kimden gelirse gelsin, uygulayan tarafa karşı olumsuz duyguları tetikler, kişiler arası ilişkiyi ciddi şekilde hasara uğratır” diyen Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, şunları söyledi: “Doktor-hasta ilişkisi son derece özel ve hassas bir ilişkidir. Hasta, hayatının belki de en önemli/zor sorunuyla doktor karşısındadır. Doktor, bir insanın alabileceği en büyük sorumluluğun yükünü omuzlarında taşımakta, hastası için en iyi hizmeti sunmaya çalışmaktadır. Böyle bir karşılaşmada hasta/hasta yakınları tarafından şiddete uğramak, hekimlerin, en hafif tanımlamayla moral ve motivasyonunu düşürmektedir. Daha kötüsü yaptığı işe, hizmet sunduğu insan topluluğuna yabancılaşma, duygusal uzaklık yaratmaktadır. Doktor bu uzun ve zorlayıcı eğitimlerin sonucunda geldiği noktada kendini varoluşsal sorgulama yaparken bulabilir. Bunun üstesinden gelemeyen hekimlerde, motivasyon kaybı işe yönelik dikkat, konsantrasyon kaybını getirecektir. İşin zorluklarına karşı tolerans kaybıyla birlikte, ister istemez iş verimini de düşürebilir.” 

"ŞİDDETE EN ÇOK ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLANLAR BAŞVURUYOR"

Hekime yönelik şiddetin çoğunlukla hastanın bizzat kendisinden değil de hasta yakınlarından geldiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “En sık gördüğümüz örnek, ağır hastalığı olan bir bireyin yaşamının sonlanması ya da tedavinin ‘beklenen’ sonucu vermemesi. Bazen talep edilen bir reçetenin yazılmaması bile şiddetin sebebi olabilmektedir. Böyle durumlarda hekime şiddet uygulayan bireylerin kişilik yapılanmalarında ciddi bir defekt olduğunu söyleyebiliriz. Şiddete en çok başvuranlar, antisosyal kişilik bozukluğu olanlardır. Bu yapıdaki bireyler, hayatın getirdiği sorunların sebebi ve sorumluluğunu kendi üzerine almayan, daima ‘öteki’ kişileri suçlayan, sosyal normlara uygun davranmayan, saldırganlık dürtülerini kontrol etmeye çalışmayan, kolayca suç işleyebilen ve bundan da asla pişmanlık, vicdan azabı duymayan kişilerdir.” diye konuştu. 

KENDİLERİNE ZAMAN AYIRMALILAR 

Doktorlara yaşadıkları bu sorunlar karşısında ruh sağlıklarını korumaları için önerilerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Sorunu kendi kişiliklerine yönelik gibi algılamadan olaylara geniş bir perspektiften bakmalarını tavsiye edebiliriz. Hekimlere mesleki ve yaşam tercihlerini salt şiddet olgusu nedeniyle sorgulamamaları, yaşanan olumsuz dönemin sonlanacağına dair umudu korumaları, sabırla sevdikleri mesleği devam ettirirken, kendilerine ve sevdiklerine zaman ayırmayı ihmal etmemeleri, ruh ve beden sağlıklarına iyi gelecek aktiviteleri yapmalarını önerebiliriz.” diye konuştu. 

HEKİMLER MESLEKİ DAYANIŞMA İÇİNE GİRMELİ

Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, sorunların kendiliğinden çözülmesini beklemenin gerçekçi bir yol olmadığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu noktada hekimlerin yapabileceği; mesleki dayanışma içinde hareket etmek, hekim ve hasta haklarını birbirinden ayırmadan, bu mesleğin temel felsefesi olan ‘toplumun tüm bireylerine nitelikli, eşit sağlık hizmeti’ sunma idealini ve bu hizmeti sunarken gereksinim duyulan nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimi, güvenli ve çağdaş donanıma sahip çalışma ortamı, hekimlerin özlük hakları vb. konulardaki taleplerini her fırsatta dile getirmek, kamuoyu oluşturmaya çalışmaktır.”   


Haber Kaynak : İGFA

ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz

Afşin'de trafik kazası: 3 yaralı

Düzce'de tacizci iddiası

Bursa Valisi Demirtaş'tan sahil denetimi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 30 Haziran mesajı

Mahir Ünal'dan Elbistan'da toplu sünnet organizasyonu

CHP: Balıkesir tarihine sahip çıkılmalı!

Komandolardan dayanıklılık bayrak koşusu

Bursa Nilüfer'deki orman yangını üniversiteye sıçradı

Başkan Alemdar, Sakarya için kampta görüşmeler yapacak

BURFAŞ Mudanya Plajı açıldı

Suriye'nin kuzeyinde 7 terörist etkisiz!

İzmir Torbalı'da patlama! Ölü ve yaralılar var

Bursa Yenişehir'e Tarım OSB için girişimler sürüyor

İstanbul ETO uyardı: Elektrik yangınları ansızın gelir

Mesleki eğitimde günlük cep harçlıkları arttı!

TZOB: Elektrik zammı geri çekilmeli

Sakarya Geyve'de lüks makam araçları minibüse dönüştü

Antalya yılın 'hava' rekorunu kırdı!

İzmir Karabağlar yangın için seferber oldu

Bakan Göktaş'tan 30 Haziran mesajı

Bakan Yumaklı: Yangınlar kontrol altında