UBA - (ESKİŞEHİR) Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı:
“Sokağın gündeminde sadece ekonomi var. Ülkenin ekonomisi konuşulmasın diye bu gündemler yaratılıyor. Ekonomistlerin söylediğine göre 2026 da dahil olmak üzere Türkiye ekonomisinin düzenleme ihtimali yok. Biliyorsunuz bir tasarruf genelgesi yayınlandı. Bu tasarruf genelgesi 3 yıl süre için yayınlandı. Seçime 1 yıl kala, yani 3 yılın sonunda ekonomide biraz düzelme olacak, bütün kapıları açacaklar. Seçimi yapıp tekrar kazanmayı hesaplıyor olabilirler.
Büyük sanayiciler memnun değil. İş adamları memnun değil. Tüccar memnun değil. Esnaf memnun değil. İşçi, memur zaten memnun değil. Çiftçi yılda 1 kez harman zamanı ürünün bedelini alıyordu. Bu yıl onu da alamadı. Alamadığı için onlar da memnun değil. Emekli asgari ücretlilerin memnun olma ihtimali hiç yok. Ülkemizin ekonomisi kötü bir noktadadır. Bunun düzelmesi için üretimi teşvik eden, üretim ilişkilerini demokratikleştiren, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltan ve ihracatı çoğaltan bir ekonomik sistem kurulması gerekir. Ama ne yazık ki şu anda Türkiye’nin ekonomisi beşli çete dediğimiz gerçekten Türkiye’nin karnını emen 5-6 tane şirket üzerine kurulmuş, tezgahlanmış bir mantıkla yönetiliyor. Hep onlar kazanıyor. Diğerleri kazanamıyor. Yani ben şimdi şunu merak ediyorum. Türkiye’nin en kurumsal anlamda zenginleri Sabancı ailesi, Koç ailesi, Eczacıbaşı gibi zenginler. Ama bu zenginlerin hiçbiri devlet özelleştirilmelerinden bir şey alamadı. Devlet ihalelerinin hiçbirini alamıyorlar. Demek ki bir terslik var bu işte. Yeni yeni kurumlar türedi. Yeni yeni şirketler türedi. Bunlar da devletin ihaleye çıkardığı her şeyi alıyor. Ve devlet de bütün kararnamelerle, genelgelerle, yasalarla bunlar lehine ortam hazırlıyor. Dolayısıyla bu çelişkiyi aşmadığımız sürece ekonomimizin düzelmesi ihtimali görünmüyor.
Yılbaşında ne kadar zam geleceği belli değil ama biz toplu iş sözleşmesi yapmış olduğumuz 1.600 küsür işçimiz için zam yapmayı taahhüt etmiş bir belediyeyiz. Ancak oranlar TÜİK verilerine göre tespit edildiği için gerçekçi olmayacağını da görüyoruz. Ama yasalar ve sözleşme bizi bağlıyor. Biz gereken zammı veririz. Gereken artışı yaparız. Yetip yetmemesi noktasında sorumluluk hükümetindir. Ben geçinmeye çalışan çalışanlarımızın zorlanacağını düşünüyorum. İnşallah farklı bir tablo çıkar.
Biz Odunpazarı Belediyesi olarak mali disiplini sağlamış bir belediye olmamıza rağmen korkuyoruz. Belki bu ekonomik sıkıntı devam ettiği takdirde maaş ödeyemeyecek duruma gelebiliriz. Şu anda İller Bankası’ndan gelen paylarımız işçi ve memurlarımızın maaşına yetmiyor. Bu payın artması devletin gelirinin artmasına bağlı. Vergiyi toplayamazsa bize de para gönderemez. Umarım ve dilerim herkes para kazanır, vergisini öder. Bize de daha çok para gelir. Aksi takdirde işimiz zor.
Son zamanlarda çok fazla sayıda iş başvurusu geliyor.
Karşılayamıyoruz. Cumhurbaşkanının tasarruf genelgesi gereğince biz 2023 sonunda çalışan sayımızı dondurmuş vaziyetteyiz. Ancak o sayıdan bir eksilme olursa, işte biri emekli olur, biri istifa eder ya da Allah göstermesin ölürse, onun yerine eleman alabiliriz. O nedenle eleman alma şansımız kısıtlanmıştır. Ama bize her gün 8-10 tane CV geliyor. Bu CV’lerin büyük çoğunluğu üniversite mezunu, 1-2 üniversite bitirmiş insanlar. Asgari ücretle çalışmaya razı insanlar. Her türlü işte çalışmaya razı insanlar. Bunları gördükçe ben gerçekten çok üzülüyorum. Genç bir çocuk düşünün, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar olduğu dönemin şartlarına ve kurallarına göre eğitim görmüş, sınav kazanmış, okul bitirmiş ama iş bulma noktasında kusura bakma, iş yok diyorlar. Evet, iş yok diyorlar. Bu çocukları, bu gençleri kandırmışlar ya da kandırmaya çalışıyorlar. İkinci üniversiteyi okurken de 3-4 yıl oyalanıyorlar. Ama işin gerçeği bu.
Sosyal yardımlarda biliyorsunuz hem aşevimiz var hem halk marketimiz var. Hem de Kocaçınar yaşlılarımıza ve çocuklara bazı ikramlarımız var. Kreş hizmetlerimiz gibi sosyal belediyecilik anlamında biraz vatandaşı destekleyici hizmetler. Bunları yaparken zorlanıyoruz ama yapmaya da gayret ediyoruz. Bağışçılarımız azaldı. Eskiden Odunpazarı Belediyesi’ne bağış yaparlardı, şimdi yapmaz oldular. Bazıları bağışa muhtaç hale geldi. Bu nedenle bizi zorluyor. Yardımları yaparken sıkıntı çekiyoruz, vatandaşa hissettirmemeye çalışıyoruz. Bunu da sosyal, kültürel ve sanatsal hizmetlerimizden kısarak yapıyoruz. Birçok köyde eksik kalan kaldırım taşlarının yapılmasına ara vermek zorunda kaldık. Konser yapmıyoruz. Biz Odunpazarı Belediyesi olarak zorunlu olmadıkça para harcamıyoruz. Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yılını kutladığımız bayramda bile büyük paralar harcamamaya gayret ettik. Hemşehrilerimizden özür diliyoruz.
En düşük emekli maaşı asgari ücretten düşük olmamalı. Asgari ücretin ne kadar olması gerektiği konusunda net bir rakam söyleyemem ama 2 kişilik bir ailenin geçimini sağlayacak miktara çıkmalı. TÜİK, TÜRK-İŞ ve DİSK’in tespitlerine göre açlık sınırı 23-24 bin lira, yoksulluk sınırı da 55 bin lira civarında. Hükümetin buna göre bir değerlendirme yapması gerekir. Dolayısıyla, buradan çıkacak sonuç hiç değilse asgari ücretin açlık sınırı ile eşit olması gerektiğidir ki bu durum bir nebze olsun normalleşsin. Aksi takdirde geçinmek oldukça zor.”