Tarih: 27.12.2022 08:54

KTO'dan Ticaret Hukuku Sempozyumu

Facebook Twitter Linked-in

Kayseri Ticaret Odası (KTO) ev sahipliğinde Yargıtay ve TOBB işbirliğinde "Ticaret Hukuku Sempozyumu" düzenlendi.

Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA)
Sempozyumun açılışında konuşan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca “Hatalı bir üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değil değildir.” Dedi. Akarca, Sosyal medya mahkemelerinin ise yargı, devlet ve topluma zarar verdiğini söyledi. KTO Başkanı Ömer Gülsoy’da arabuluculuk ve tahkim alanındaki uygulamaların daha nitelikli hale gelmesi, toplumsal ve çalışma barışının korunması için yargının oluşturduğu içtihatları da önemsediklerini belirterek “Yargıtay’ın ilgili hukuk dairelerinin verdiği kararlar uygulamadaki önemli bir boşluğu da doldurmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Kayseri Ticaret Odası Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonunda düzenlenen 'Ticaret Hukuku Sempozyumu'na, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyup Yeşil, Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Hukuk Genel Kurulu Başkanı Adem Albayrak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili Rıdvan Gündoğdu, Yargıtay Genel Sekreteri Fevzi Yıldırım, Hukuk Genel Kurulu üyeleri, tetkik hâkimleri,  Vali Gökmen Çiçek, Ak Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, KTO Başkanı Ömer Gülsoy, Kayseri Adliyesi ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin Başsavcıları, Başkanları, Kayseri Baro Başkanı Ali Köse, Avukatlar, çok sayıda akademisyen katıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan KTO Başkanı Gülsoy, Kayseri’nin tarihi, sanayisi ve turizminde hakkında bilgiler verdi. Mahkemelerimizin yükünü almak, iş dünyasına yardımcı olabilmek ve Ahilik kültürünü devam ettirmek için Kayseri Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezimizi hizmete sunduklarını ifade eden Başkan Gülsoy, sözlerini şöyle sürdürdü.

“Ecdadımızın bize öğrettiği binlerce yıllık uzlaşma ve hoşgörü kültürünün sonucu olan  ‘Anadolu irfanı’ ile daha kısa sürede, daha adil ve daha şeffaf bir uzlaşma zemini oluşturduk. Uzun süren ticari davaların zaman ve maliyetini düşürmek, husumeti değil uzlaşı ve anlayışı hakim kılan bir yaklaşımı destekleyen bu sistemi getirmek için  bu Merkez’i açtık. Bu kapsamda özellikle arabuluculuk ve tahkim alanındaki uygulamaların daha nitelikli hale gelmesi, toplumsal ve çalışma barışının korunması için yargının oluşturduğu içtihatları da önemsiyoruz. Yargıtay’ın ilgili hukuk dairelerinin verdiği kararlar uygulamadaki önemli bir boşluğu da doldurmaktadır. Bu nedenle, emeği geçen bütün siz Yargı mensuplarına huzurlarınızda teşekkür ediyoruz.”

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’da Yargıtay'ın son yıllarda birçok reformu hayata geçirdiğini ifade ederek, bu reform çalışmalarının etik, şeffaflık ve adli kayıt olmak üzere 3 ana sütun üzerine inşa edildiğini kaydetti.

Yargıtay'ın ülkede içtihat birliğinin sağlanması ve yargı hizmetinin kalitesini arttırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğuna dikkati çeken Akarca, "Yargıtay, gerekçeli kararları ile konuşur. Çok bilinen bir sözdür, hakim kararlarıyla konuşur. Hakimler az konuşan insanlardır. Çok fazla polemiğe girmek istemezler. Ama aslında her soruya, her soruna verecek cevabımız vardır. Bizim buradaki suskunluğumuz adaletin saygınlığının zedelenmemesi ve karşılıklı polemiklere girilmemesinin sağlanması içindir." diye konuştu.

Akarca, adli kalitenin önemli bir bileşeni olan gerekçeli karar kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yaklaşık 2 yıldan bu yana kapsamlı ve sistematik bir çalışma yürüterek Yargıtay Gerekçeli Karar Yazım Rehberi'ni hazırladıklarını anımsattı.

Rehberi bölge adliye mahkemelerine de dağıtmayı planladıklarını, rehber sayesinde bu kalite hareketinin yurt çapında etkisini göstereceğini vurgulayan Akarca, şöyle konuştu:

"Ocak ayından itibaren tüm Yargıtay daire ve genel kurullarda uygulanacak olan rehber, ülkemizde adli kalitenin artırılmasının itici gücü olacaktır. Rehbere uygun şekilde yazılacak gerekçeli kararlar, gelecek yıl haziran ayından itibaren faaliyete geçecek olan Yapay Zeka Tabanlı Yargıtay İçtihat Merkezi aracılığıyla da yaygınlaştırılacaktır. Şu an çalışmaları devam eden Yargıtay İçtihat Merkezi'nin faaliyete girmesi hukukçuların ve halkın Yargıtay'ın güncel ve yol göstericilik özelliği yüksek kararlarına erişimini önemli ölçüde kolaylaştıracaktır. Ayrıca Yargıtay'ın ülke çapında içtihat birliğini sağlama görevini daha etkin şekilde yerine getirmesini de sağlayacaktır. Yakın gelecekte iş süreçlerinin, rapor kağıtlarının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi karar özetlerinin, ilam taslaklarının da yapay zeka destekli olarak yapılması planlanmaktadır. Günümüzün teknolojik imkanlarından yaralanarak çalışmalarımıza standartlar getirilmesi, halkın güvenini sarsan farklı ya da keyfi uygulamaları önleyerek yargı hizmetinin kalitesini arttıracaktır."

SOSYAL MEDYA UYARISI

Günümüzde kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasına ilişkin sorunların yanı sıra medya, baskı grupları veya çıkar çevrelerinin yargı yetkisine müdahalede bulunmak istediğini ve yargı otoritesini zayıflatabilecek faaliyetler içerisine girildiğini ifade eden Akarca, "Yargı otoritesinin zayıflaması, adil yargılanma hakkı, lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği belli başlı hukuki güvencelerin de aynı ölçüde zayıflaması sonucunu doğurur." değerlendirmesini yaptı.

Yargı kararlarının uygulanmamasının hukuk devleti ilkesine, demokrasiye ve bir bütün olarak da adalet sistemine zarar vereceğine dikkati çeken Akarca, "Hiç şüphe yok ki demokratik bir toplumda yargı kararları da mahkeme kararları da eleştirilebilir. Ancak eleştirilerin insaf ve vicdan ölçüleri içerisinde mantıklı, hukuki ve bilimsel olması gerekmektedir. Hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değildir. Modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi Türk Ceza Muhakemesi sisteminde de hatalı kararların düzeltilmesini sağlayacak birçok mekanizma bulunmaktadır. Bir adli olay duyulur duyulmaz henüz deliller dahi toplanmadan, yargılama sürecine ilişkin kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla yazılı ve görsel medya ile sosyal medya üzerinden gerçek dışı ve sansasyonel haberler yayılması son derece vahimdir ve hatta bunlar suçtur." diye konuştu.

 "KARAR VERMEK HAKİMİN ASİL GÖREVİ"

Karar vermenin hakimin asıl görevi olduğunu ve kimseye devredilemeyeceğini vurgulayan Akarca, şöyle devam etti: "Karar verme yetkisi kamuoyuna ait olsaydı mahkemelere gerek kalmazdı. Hepinizin bildiği üzere çokça sosyal medya mahkemelerine tanıklık ediyoruz. Buradan yargı zarar görüyor, toplum zarar görüyor, devlet zarar görüyor. Yargıya olan güven azalıyor. Onun için herkesin çok dikkatli olması gerekir. Hüküm kesinleşinceye kadar yargısal haberlere yorum katılmamalıdır. Aksi takdirde verilen karar ne kadar doğru olursa olsun kamuoyunda yargıya olan güven zedelenmektedir. Bilinçli ya da bilinçli şekilde kamuoyu oluşturmaya yönelik bu tür faaliyetler karşısında vatandaşlarımızı ve tüm kurum ve kuruluşları ve kişileri dikkatli ve uyanık olmaya özen göstermeye davet ediyorum."

Hakim ve Cumhuriyet savcılarının yaptığı görevin toplum için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çeken Akarca, zaman zaman zorluklarla karşılaşılabileceğini ancak ehliyet ve liyakat sahibi, kendisini mesleğine adamış bir hakim ve Cumhuriyet savcısının üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluğun bulunmadığını vurguladı.

Tüm yargı mensuplarının tarafsızlık, dürüstlük, eşitlik, mesleğe yaraşırlık, ehliyet ve özen gibi etik değerleri kendilerine rehber edinmesi gerektiğinin altını çizen Akarca, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Hakimler ve Cumhuriyet savcıları da insandır, toplumun bir ferdidir. Bu nedenle yargı mensupları, adaleti gerçekleştirmek için içinde yaşadıkları toplumu iyi tanımalı ve toplumdan kopuk şekilde yaşamamalıdır. Hakimler ve Cumhuriyet savcıları hem özel yaşamlarında hem de mesleki faaliyetlerinde etik ilkelere uygun davrandıkları ölçüde yargı görevinde başarılı olabilirler. Hakimlerin ve Cumhuriyet savcılarının en hassas olması gereken konu, yargı bağımsızlığı ilkesidir. Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun etkisi altında kalmamak, hakim ve Cumhuriyet savcısı olmanın en temel niteliğidir. Hakim ve Cumhuriyet savcısı hiçbir şeyden korkmaz, cesur olmak zorundadır. Hakimlik mesleği, zengin olmak, kişisel güç kazanmak için seçilen bir meslek değildir. Bu meslek bilgiye dayalı, alçak gönüllülük ve yüksek öz güvenle toplumda adaleti gerçekleştirmek için icra edilen bir meslektir. Günün sonunda elde edeceğimiz tek şey adaleti yerine getirmenin sağladığı manevi tatmin ve vicdan rahatlığıdır."

Vali Gökmen Çiçek ise Akarca'yı kentte ağırlamaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da katılımcılara Kayseri hakkında bilgiler verdi.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Vali Gökmen Çiçek ile protokol üyeleri sempozyumdan önce Kayseri Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi'nin açılışını yaptı.

Sempozyumun ardından iki oturumda yapılan panellere geçildi.

Oturum Başkanlıklarını; Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Hukuk Genel Kurulu Başkanı Adem Albayrak ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi Hafize Gülgün Vuraloğlu’nun yaptığı Sempozyum’a, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu hâkimleri sunum yaparak katkı sağladı.

Programın sonunda Akarca ve Şahin’e  el dokuması kilim hediye edildi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —