Tarih: 20.04.2022 13:23

Laik mi Yoksa Layıkmıyız

Facebook Twitter Linked-in

Çocukluk yıllarımdan beri çok huysuz olduğumu söyleselerde Ramazan ayını çok severim.

Çok şükür kalabalık bir aileydik.

Normal koşullarda da tüm aile, birlikte sofraya otururduk. Ama Ramazan sofralarının güzelliği tabii ki bir başka idi.

Ailemiz dışında, önce birinci dereceden yakın akrabalarımızla sonra da mahallemizin büyükleri yada yaşlı ve yoksul insanlarıyla paylaşırdık sofralarımızı.

Ellerimizde yumurta, susam ya da pideye ne koyduracaksak o vardı. İftar saatine 1-2 saat kaldığında fırınlarda yada kadayıfçılarda kuyruk olurduk.

Sahurda davul sesleriyle uyanmak da güzeldi, Horoz Şekeri satan ağabeyin “İftariye Horoz şekeri ” sesi ile ellerimizdeki bozuk para ile sokağa koşup iftariye horoz şekeri yada leblebi tozu almak da.

Şimdi, ne o güzel günlerin güzel insanları, ne o güzel günlerin semt dostlukları nede o kalabalık iftar sofraları var. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.

Biz, birkaç yakın komşu ve Ata, Baba dostu ile arada iftar sofraları kuruyoruz ama o eski tadı tuzu yok!

Üstüne üstelik hayatımız her geçen gün daha da zorlaşıyor!

Normal pidenin bile 5 TL olduğu, peynirin, zeytinin, yağın, yumurtanın, hele hele sebzenin, etin ateş pahası olduğu, ocaktaki ateşin kaynağı tüp gazın 330 TL olduğu bir zamanda iftarında tadı tuzu kaçıyor.

Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü

Dinimizin özüne ne var ; “kul hakkı yemeden, harama el uzatmadan, insan ayrımı yapmadan tüm yaratılmış canlıları sevmek değil mi. Ne diyiyor Yunus Emre  ”Yaratılanı severim Yaratandan ötürü” Yaradan’dan ötürü sevmek ve huzur içinde yaşamak” inancımıza ve ideallerimize ne oldu? Ne oldu bizlere?

Neden insanlar pazara ya da alışveriş yerlerine gitmekten kaçar oldular?

Bu ülkede milyonlarca din kardeşimiz neden “Hayat pahalılığı ve Enflasyon denen canavarın ” altında eziliyor?

Asgari Ücretlinin, İşçinin, memurun, emeklinin eline geçen ücretler neden İnsanımızın insanca yaşamasına imkân vermiyor?

Sizce de garip değil mi  “İslamiyet’in en iyi yaşandığı” ilk 20 ülke arasında halkı Müslüman olan bir ülke yok?

Bir büyük şehir belediyesi 1000-1500 kişi için iftar yemeği düzenleyemiyor!

NEDEN?

Neden ekmeği ucuza ya da “askıdan” almak için saatlerce boynu bükük sıraya giriyor binlerce insanımız?

Bir de “buzdağının görünmeyen kısmı ” var!

Türkiye Cumhuriyet’i “LAİK” bir devlet.

Yıllardır söylenen ve aklı başında olan her normal insan biliyor ki;

“Laik devlet anlayışı, vatandaşın dinine, inancına karışmaz, farklı inançlara eşit koşullarda yaşama hakkı tanır!”

DİNDE ZORLAMA YOKTURtemel değerini her normal’Müslüman bilir! Bakara suresi 256. Ayet “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkâr edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir." (Bakara, 2/256)

 

Ama bu ülkede Ramazan ayında kimi özel ve kamu okullarında, üniversitelerde ve işyerlerinde YEMEK YASAĞI konuyor! Hasta olan yada bir özrü olan var mı yok mu sorulmadan

“Yaşı daha 5-6 olan küçük öğrenci çocuk, genç sağlıklı beslenebiliyor mu?” diye sormayanlar, okullarda yemekhane kapatıyor!

Bazı devlet ve özel okullarda, kamu kurum ve kuruluşlarında, belediyelerde, üniversitelerde yemekhane kapatmak, yada yemek çıkarmamak hangi zihniyetin işidir?

21. yüzyılda İNANÇ üzerinden SİYASET yapmak hangi insani kültürün ürünüdür?

Din ve İnanç, her insanın özgür tercihidir.

İnanç, insan ruhunu temiz tutar.

İNSAN olmaya çağırır insanı.

Çünkü yalnız insanlar değil tüm canlı, cansız varlıklar; hayvanlar, ormanlar, her şey Rabbim’in değil mi?

Benden farklı inanca sahip diye bir başka insana düşman gözüyle bakmak hangi insani değerle ölçüşür?

Ramazan, kutsal kitabımızı da kendi dilimizle okuyup, anlamaya çalışmak için de vesiledir.

Lütfen,  “Kur’an Mealini okuyalım okutalım!

Bilmediğiniz dille dininizi anlayamazsınız!

Ramazan ayı size ve sevdiklerinize  sağlık, huzur, mutluluk ve bereket getirsin inşallah

Hakan Dikmen

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —