Tarih: 27.11.2021 13:12

Ölümle ‘Göz Göze’ geldik

Facebook Twitter Linked-in

BursaFotoFest’te Seng-i Mezar adlı çalışmasıyla sergiye çıkan genç fotoğrafçı Onur Kıdan, büyük ilgi topladı.

Türkiye’nin ilk, dünyanın sayılı fotoğraf festivallerinden olan BursaFotoFest’e, 12 ülkeden 262 fotoğrafçı 3 binden fazla çalışmasıyla katıldı. ‘Göz göze’ temasından yola çıkılarak oluşturulan 200’den fazla fotoğraf sergisi çok ilgi gördü. 

Bursa’da bu sene 11’incisi düzenlenen FotoFest’de Seng-i Mezar isimli sergisiyle dikkatleri üzerine çeken genç fotoğrafçı Onur Kıdan, "Çoğu kez görmezden geldiğimiz kafamızı çevirdiğimiz mezar taşları aslında bitmiş hayatların tek şahididir. Taşların her birinin karakteristik bir duruşu vardır” dedi.

İŞTE O KEYİFLİ SÖYLEŞİ

Fotoğraflamış olduğun mezar taşlarını günümüzdeki taşlarla kıyasladığında neler söylersin?
Tabii hepsinin karakteristiği var, dönemlere göre yazı stilleri var. 

Hangi mezarlıklardaki taşlar üzerinde fotoğraf çalışmaları yaptın?
Emir Sultan, Pınarbaşı mezarlıklarında çekimler yaptım. Aynı zamanda Muradiye Mezarlığı’nda çeşitli Üftade Hazretleri Türbesi’nin yakınlarında ve Altıparmak’ta adını hatırlayamadığım bir yerde çalıştım.

Ne zamandan beri fotoğrafçılıkla ilgileniyorsun?
2009’dan beri fotoğraf çekiyorum. 

Peki, çalışmalarının oluşum ve karar verilme aşaması nasıl gerçekleşti?
Hocam ile birlikte yaptığımız istişare sonucunda bu çalışmalar oluştu. Ben fotoğrafları ilk çektiğimde renkliydi. Daha sonra hocam fotoğrafları siyah beyaza çevirmenin daha uygun olduğunu söyledi. Ayrıca mezar taşlarının üzerinde yapraklar var ve renkli iken daha çok ön plana çıkıyor.  Bu sefer taşların doğal duruşunu bozuyor. Yapraklar rol çalmasın diye siyah beyazda karar kıldık. Mesela bir mezar taşının üzerinde kırmızı renkte fes vardı. Mesela çiçek figürleri de var. Tüm bu saydıklarımın her birinin bir anlamı ve nedeni var.

Mezar taşlarına olan ilgin nedir? Özel bir ilgin mi var?
Özel bir ilgim yok. Ama tarihe olan merakım dolayısıyla hepsinin birer anlamı olduğunu biliyordum zaten.  Tabii ki ilgi çekici fakat ölümün soğukluğunu göz önünde bulundurduğunda mezar taşlarının üzerinde böylesi bir sanat gördüğünde insan ürküyor. Şimdi bu mezar taşlarını yapan ustaların karakterini yansıttığı gibi bu taşlar aynı zaman da birer emeğin ürünüdür.

Taşların özellikleri neler? 
Osmanlı mezar taşlarının karakteristik duruşlarından söz edebiliriz. Her birinin üzerlerinde simge ve anlamlar, toplumdaki yerlerine statülerine göre de farklı şekiller oluşturulmuş.  Kadın erkek ayrımının da rahatça görüldüğü taşların fotoğrafını çekerek ben de böyle bir çalışma yaptım.  Ayrıca taşların üzerlerine dualar ve eski yazıyla adı soyadı ve ölüm tarihi kaydedilmiş. Bazıları çok net okunuyor bazıları okunmuyor. Okunabilmesi için epey bir çalışma yapmak lazım. 

Mesela başka ülkelerin mezheplerin mezar taşlarını inceledin mi, lahit mi deniyordu onlara?
İstanbul’da inceledim biraz. Yurtdışındayken görmüştüm farklı mezhep ve dinden olan mezar taşlarını. 

Ölümün soğukluğunu da görüyorsun aslında?

Biz bu mezar taşlarını görünce ölümle göz göze geliyoruz zaten.  Çoğu zamanda hatırlamaktan kaçınıyoruz.  Aynı zamanda görmezlikten geldiğimiz bir gerçektir. Aslında bu taşlar yaşayan şeyler ve elinden çıkan ustasının aracılığıyla bitmiş hayatların tek şahididir.


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —