15 Temmuz 2016 Cuma gecesi yer yerinden oynadı. Bir kabustu. 55 yıla 4 askeri darbe sığdırmıştık, beşincisi neyse ki kalkışma ve girişim boyutunda kaldı. Ancak o gecenin can acıtıcı her sahnesi kuşkusuz bu ülkenin zihninde derin izler bıraktı. Halkına silah çeken asker, Meclis ve bu ülkenin insanlarının üzerine bombalar atan F-16’lar ,havalimanına giren tanklar, TRT spikerine okutulan darbe metni…
15 Temmuz akşamı yaşanan akıl dışı darbe girişimin faturası çok ağır oldu. Neresinden bakarsanız bakın, bu aptalca kalkışmanın, ülkemize ve kurumlarımıza verdiği tahribat bugünden yarına giderilecek gibi değil. Bu ülke, bu millet bu ağır faturanın bedelini ödemeye devam ediyor.
‘Darbenin de rezaleti olur mu’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Olur olur, bal gibi olur. Çünkü kelimenin bizzat kendisi rezalet doğuran bir ifadedir. Bundan tam 5 yıl önce TSK içinde yuvalanmış bir kısım rütbeli subaylar, akıllara durgunluk veren bir kalkışmaya tevessül etmişlerdir.
Her santimetrekaresi şehit kanı ile sulanmış ve bizlere yurt edilmiş bu topraklarda, bu güne değin, görülmemiş vatan hainliği 15 Temmuz’ un yıl dönümünde Kayseri’den ses veren halk haykırıyordu; “UTANMAZLAR…” diyerek..
İfadeleri net anlatımı hayli açıktı. Şimdi döneyim sayın Uzel’ in “kalemine sağlık” dedirten hissettiklerine...
Yazıyordu ve paylaşıyordu bizlerle. Hainliğin yaşandığı 15 Temmuz gecesinden bahisle, diyordu ki;
”Darbe olduğu akşam bazılarının AK Parti ve Recep Erdoğan karşıtlarının ağızlarının kulaklarına vardıklarını görür gibiyim. Ancak darbe girişimi her ne kadar iktidara karşı yapılmış gibi görünse de, özünde Türkiye’ye karşı yapılmıştır. Eğer cuntanın girişimi başarılı olsaydı, ülkemizde iç savaşlar başlardı, kan gövdeyi götürürdü.
Kimse evlerinden çıkamaz, hayat normal işleyişini yitirir, kanunsuz yargısız tüm hukuk dışı işlemler halkın can ve mal güvenliğine büyük tehditler oluştururdu. Vatan hainlerinin yarım yamalak yaptıkları darbe de bile 250 vatandaşımız hayatını kaybetti, binlerce insan yaralandı.. Bu yaralıların büyük kısmının durumu kritik olduğu için hastanelerde yaşam mücadelesi verdiler..”
Dahası da vardı… Aynen şöyle;
“ Türkiye çok sayıda darbe ve darbe girişimini gördü.. Büyük acılar yaşandı… Bu acıların artçıları yıllardan beri insanların beyninden silinmedi.
Siyasi görüşü, yaşam tarzı ne olursa olsun herkes demokrasiye sahip çıkmak, parlamentoya sahip çıkmalı.
Yalnız bunu yaparken samimi ve dürüst olmalıyız.
Darbe teşebbüsüne başlayan vatan hainleri, direk devlet kurumlarını ve kendilerine engel olmak isteyen masum vatandaşları hedef almışlardı.
Darbe teşebbüsünün hareket üssü Akıncı hava üssünde uçakların ve helikopterlerin havalanmasını engellemek için üssün kapısına gelen köyün muhtarı ve vatandaşları ne yazık ki vatan haini darbecilerin kurşunlarına hedef olmuşlardı.
Akıncı üssünde bu vahşet yaşanırken, Ankara Gölbaşı’nda bulunan özel harekat merkezine atılan bomba sonucunda daha yaşları 25 bile olmayan genç çocukları şehit ettiler.
Şehit olan bu genç çocuklarımızı nasıl izah edecekler? Gün geçtikçe bu darbenin çirkinliği ortaya çıkmaktadır.
Darbe girişiminde bulunanlar akıllarınca AK Parti’nin ekonomik ve sosyal statüsünü beğenmeyerek bu girişimde bulundu. Allah korusun o darbe girişimi gerçekleşseydi, bırakın AK Parti kadrolarını AK Parti’ye oy veren belki de yüz binler katledilecek ve yüz binler ceza evine konulacaktı.
Darbecilerin kesinlikle daha güzel bir Türkiye, Millete güven veren daha güzel bir hukuk ortamı ve insan hak ve hürriyetlerinin teminat altına alındığı bir Türkiye değildi.. Millet iradesinin tezahür noktası olan Türkiye Büyük Millet Meclisine bomba atmak tek kelimeyle MİLLET düşmanlığıdır..
Ayrıca şehirlerde halkın tuttuğu demokrasi nöbetleri de provokasyona açık girişimlerdir..
Güvenlik güçleri kötü niyetli kişilere karşı uyanık oldular ve gerekli önlemleri aldılar..
Aman dikkat darbeyi önledik derken bu tür kötü niyetli provokatörlerin yeni bir darbesini yaşamayalım toplum olarak...”
Böyle idi sözler ve altı çizilenler.. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hainliğe tanık oldu ve yaşadı Milletimiz, 5 yıl önce o karlık gecede 15 Temmuz’ da..
Ne 15 Temmuz’u unuturuz milletçe, ne de benzeri bir girişime seyirci kalırız.
Çünkü biz; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız, Milletindir” diyenleriz.
Sanki dün gibi zihnimizde tanık olduğumuz o hainlik. TV’lerin canlı yayınlarında tanık olanlar da oldu yaşanılanlara, birebir meydanlara çıkıp, Hainliğe elinde Şanlı Bayrağımız ile dur der iken kurşunlara hedef olanlar da. Yılmadık, korkmadık, başardık yani. Her birimiz tek vücut oldu, Demir yığını tanka kafa tuttu. Ölümüne, üzerine sıkılan mermilere yürüdü. Biliyordu ki kalırsa Gazi, ölür ise ŞEHİT olacaktı. Tıpkı, 105 yıl önce Çanakkale’ de yaşanan gibi. Şehitler Coğrafyasında var olan Çanakkale Ruhu gibi…
Rabbim bu milleti, bir daha vatan hainliğiyle yüz yüze getirmesin. 5 yıl önce yüz yüze geldik ve yanıtını misliyle verdik. Aziz Türk Milleti, Söz konusu Vatan ise gerisini her vakit teferruat sayar, Vatanı için ölür, gözünü dahi kırpmaz.
Ne haine, ne iç ve dış düşmana, ne de bilmem ne belaya pabuç bırakmaz.