Büyükşehir Belediyesi Aralık Ayı Meclis Toplantısında konuşan Eşbaşkan Abdullah Zeydan, Bahçesaray ilçesine atanan kayyım ve Yargıtay’ın memnu hakları ile ilgili verdiği karara sert tepki göstererek, “Bizler bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Neb
Büyükşehir Belediyesi Aralık Ayı Meclis Toplantısında
konuşan Eşbaşkan Abdullah Zeydan, Bahçesaray ilçesine atanan kayyım ve
Yargıtay’ın memnu hakları ile ilgili verdiği karara sert tepki göstererek,
“Bizler bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Nebahat Benek ve Ayvaz Hazır
Bahçeray’ın seçilmiş eşbaşkanlarıdır ve Bahçesaray halkının iradesidir. Bu
gerçekliği hiçbir kumpas, hiçbir yargı kararı değiştiremez. Halkımızın
iradesini ve onurunu koruyacağız” dedi.
Van Büyükşehir Belediyesi Aralık Ayı Meclis Toplantısı
Eşbaşkan Abdullah Zeydan başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda başladı.
Meclis toplantısına Eşbaşkan Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, geçtiğimiz
günlerde kayyım atanan Bahçesaray Belediye Eşbaşkanları Nebahat Benek ve Ayvaz
Hazir ile tüm ilçelerin belediye eşbaşkanları ile meclis üyeleri katıldı.
Meclis Salonu’na gelen Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları
Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal ile Bahçesaray Belediye Eşbaşkanları Nebahat
Benek ve Ayvaz Hazır ayakta alkışlandı. Açılış ve yoklama ile başlayan meclis
toplantısında gündem maddelerine geçmeden önce bir konuşma yapan Eşbaşkan
Abdullah Zeydan, “Bizler her zaman kayyım gasplarının halkın iradesine, millet
iradesine, demokrasiye, adalete, hukuka karşı bir darbe olduğunu bir gasp
olduğunu dile getirdik. Demokrasinin en önemli ayaklarından bir tanesi
seçimlerdir. Halkın seçme seçilme hakkını, demokratik ve özgür bir şekilde
kullanmasıdır. 2016 yılından itibaren başlatılan, 2019’da da devam ettirilen ve
hiçbir haklı gerekçesi olmayan arkadaşlarımız hakkından ortaya atılan
iddiaların tek bir tanesi bile ispatlanmayan somut hiçbir delile dayanmayan
sadece ve sadece sandık yoluyla halkla baş edemeyen siyasal iktidarın yargı
kumpaslarıyla halkın iradesine çökmek için üretilen bahaneler olduğunu hep dile
getirdik” dedi.
‘Tüm bu süreçlerden hiçbir ders çıkarılmadığına şahit olduk’
31 Mart seçimleri ve sonrasında yaşananlara da değinen
Eşbaşkan Zeydan, bu süreçte kısıtlı imkânlarla girdikleri seçimlerde halkın
büyük bir teveccühü ile seçildiklerinin altını çizerek, “Halkımız bütün kayyım
gasplarına, siyasi darbelere, peşkeşlere, zulüm ve adaletsizliklere, 31 Mart
seçimlerinde büyük bir cevap verdi. En nihayetinde kazananın halk olacağını
herkese gösterdi. Bizler özellikle Van’da AKP’nin tarihi yenilgisinden bu
tarihi hezimetten dersler çıkarmasını ve bu kayyım gasplarının hem kendilerine,
hem partilerine, hem ülkenin geleceğine, hem demokrasiye hem adalete ne kadar
büyük bir zarar verdiğini ve bunlarla ilgili dersler çıkarmasını beklerken,
Türkiye toplumunun ihtiyacı olan yeniden toplumsal barışa, birlikte onurlu,
özgür yaşama iradesinin güçlenmesine, adalete hukuka yönünü dönmesini
beklerlerken, tüm bu süreçlerden hiçbir ders çıkarılmadığına şahit olduk” diye
konuştu.
‘Bahçesaray halkı Bahçesaray’ın yönetimini bizlere emanet
etti’
31 Mart seçimlerinden sonra Hakkâri ile başlayan ve
Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Dersim ve Ovacık ile devam eden ve
Bahçesaray ile son bulan kayyım gasplarına değinen Eşbaşkan Zeydan, şöyle devam
etti: “Bahçesaray’daki yoksulluğu hepimiz biliyoruz. Oradaki halkın yıllardır
mahkûm edildiği fakirliğe birebir şahit olduk. Yılın 6 ayı yolu kapalı olan
oradaki halkımız ulaşım olanaklarından faydalandırılmayan bir ilçemizden
bahsediyoruz. 50 yıldır Bahçesaray halkı bu eziyetle karşı karşıyadır. 31 Mart
seçimlerinde Bahçesaray halkı iktidarın politikalarına bir cevap niteliğinde
Bahçesaray’ın yönetimini bizlere emanet etti. Nebahat Başkanı ve Ayvaz başkanı
kendi iradeleri olarak kabul etti. 10 yıldır bekletilen ve maddi hiçbir delile
dayanmayan bir mahkeme kararını gerekçe gösterip, kaldı ki bu hakim ve
savcıların nasıl bir siyasi emirle, nasıl siyasi talimatla hareket ettiğini biz
çok iyi biliyoruz. Bunu biz sadece iddia etmiyoruz. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin bu yönüyle somut kararları var.”
‘Halkın üç beş kuruşuna çökmek istiyorlar’
Geçmişte de bu halkın iradesine darbe yapanların tarihte yok
olup gittiklerini de sözlerine ekleyen Eşbaşkan Zeydan, şunları söyledi: “5 yıl
önce 10 yıl önce bu halkın iradesine çöküp halen zindanlara attığınız
arkadaşlarımızın mücadelesi bitti mi? Belki yarın bunu başımıza da
getirirsiniz. Belki bütün arkadaşlarınızı ve bizleri yargı sopasıyla, polis
güvenlik sopasıyla, zorbalıkla zindanlara atabilirsiniz. Ama bu halk, bu
fikriyat, bu mücadele, bu onur, barış ve demokrasi mücadelesi yine dimdik
burada olacaktır. Sonuna kadar halkımızın yanında duracağız. Halkımızın
iradesini ve onurunu koruyacağız. Halkımız sonuna kadar demokrasiyi, hukuku ve
adaleti korumuştur. Bizim de buyurumuzun borcudur. Ne pahasına olursa olsun biz
halkımızın iradesini sonuna kadar koruyacağız. Buradan Türkiye toplumuna da
sesleniyoruz; kayyım düzeni bir yolsuzluk ve hırsızlık düzenidir. Bunu biz
çarşaf çarşaf ifşa ettik. Bugün kayyım şakşakçılığı yapan yapanlar, sadece ve
sadece belediyede kalan halkın üç beş kuruşuna çökmek için bunu istiyorlar.
Türkiye'nin geleceğini Türkiye halklarının geleceğini bu üç beş tane kayyım
çağrıcılarına kurban etmeyin. Bunlara inanmayın. Bunların tek derdi ceplerini
doldurmak. Temennimiz iktidarın bir an önce kayyım gasplarından vazgeçmesi ve
halkın belediyelerini halka teslim etmesidir.”
‘Yargıtay’ın aldığı karar hukuksuz bir karardır’
Eşbaşkan Zeydan kendileriyle ilgili son Yargıtay kararının
da bu süreçlerin bir parçası olduğuna işaret ederek, “Eğer gerçekten bir hukuk
devleti olsaydık. Ben dahi hem mahkûmiyete konu olan bu dosya, hem şu anda yarılandığım bütün dosyalarda
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlal kararları var. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin iç hukukumuza göre karaları bağlayıcıdır. Yargıtay’ın aldığı karar
hukuksuz bir karardır. Benim memnu haklarımı veren mahkeme Türkiye Cumhuriyeti
devletinin mahkemesidir. Yıllarca bizi sürüp sürüm süründüren bizi
ailelerimizden, halkımızdan ayıran yıllarca zindanlarda tutan bu mahkemelerden
biz memnu haklarımız aldık. Eğer gerçekten hukuka uygun bir karar olmasaydı bu
mahkemelerin bizi kayırması mümkün olabilir mi? Fakat yerel mahkemelerden memnu
haklarımız almışız bu karar kesinleşmiş. Sonra ali cengiz oyunlarıyla işte
buradaki AKP adayı ve il başkanlığı müracaatıyla seçimlere bir gün kala memnu
haklarımız hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırdılar. Yüksek Seçim Kurulu bile
isyan etti. Şimdi aynı hukuksuzluk Yargıtay sürecinde devam ediyor” dedi.
‘Yapılan usulsüzlükleri kabul etmediğimiz için Bahçesaray’a
kayyım atandı’
Daha sonra söz alan Bahçesaray Eşbaşkanları Nebahat Benek ve
Ayvaz Hazir ise Bahçesaray’da yaşanan kayyım gaspının geçmişteki yolsuzlukların
örtme girişimi olduğunu ifade ederek, “Verilen karar hukuka dayanmayan siyasi
bir karardır. Geçen hafta burada GBT’lerimizin bozuk olduğu yönünde bir
söylemde bulunuldu. Kendileri ne hukukçudurlar ne yargıçtırlar. Kendilerinin
aslında zihniyetleri bozuktur. Bizlerin GBT’leri de temizdir ve halkımız 31
Mart’ta gereken cevabı vermiştir. Bahçesaray halkına neden kayyım atandığını
sizlerle de paylaşmak istiyoruz. Yapılan yolsuzlukların, yapılan talanların
üstünü örtmek için ve yaptıkları usulsüz ihalelerin üstünü kapatmak için
ilçemize kayyım atandı. Burada yapılan usulsüzlükleri kabul etmediğimiz için
bizlerin şahsında Bahçesaray halkına kayyım atandı” diye konuştu.
Ayrıca Hukuk Komisyonu adına söz alan Avukat Barış Oflas da,
Eşbaşkan Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesi ve Yargıtay kararı ile
ilgili yasal süreç hakkında Meclis’i bilgilendirdi.
Meclis Toplantısı bazı gündem maddeleri ve komisyon raporlarının görüşülmesinin ardından sona erdi.
ulusalbasinajansi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılaı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre Ulusal Basın Ajansı'.com'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz