Eğitim, bir ülkenin kalbidir. Ancak biz, ne yazık ki, kendi kalbimizi ellerimizle parçalamışız. 2 milyon 982 bin çocuk, örgün eğitimin dışında kalmış. Bu yalnızca bir istatistik değil, bir toplumun düşüşünü, geleceğini kaybedişini haykıran acı bir çığlıktır. Bu çocuklar bizlere “Bizim geleceğimiz ne olacak?” diye soruyor. Ancak bu soruyu duyan yok.
“Eğitim, sadece bilgi yüklemek değil, bir insanın ruhuna özgürlük aşılamaktır. Cehalet ise o ruhu zincirlemektir.”
Nerede Bu Çocuklar?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023-2024 istatistikleri, ülkenin eğitimde nasıl bir bataklığa sürüklendiğini açıkça gösteriyor:
• 223 bin ilkokul,
• 500 bin ortaokul,
• 797 bin lise çağındaki çocuk, eğitimden mahrum bırakılmış.
Buna ek olarak,
• Açık öğretime yönlendirilen 1 milyon 75 bin çocuk,
• Mesleki Eğitim Merkezlerinde (MESEM) kayıtlı 385 bin 956 çocuk da eğitimden kopmuş durumda.
Toplamda 2 milyon 982 bin çocuk, eğitim sisteminin dışında kalmış! Bu tablo, yalnızca bugünü değil, yarınımızı da karartıyor.
“Eğitimsiz bırakılan bir nesil, yalnızca geleceğini değil, geçmişini de kaybeder; kimliksiz ve tarihini yitirmiş bir toplum haline gelir.”
Okuldan Uzak, Geleceksiz Bir Nesil
Her bir rakam, bir çocuğun hayallerinin, umutlarının çalındığını; bir toplumun geleceğinden soyulduğunu gösteriyor. Eğitimden mahrum bırakılan bu çocuklar, yalnızca kendi hayatlarını değil, toplumun geleceğini de karartıyor.
Eğitim, yalnızca kitap okuma ya da matematik öğrenme meselesi değildir. Eğitim, bireyin düşünme, sorgulama, özgür bir insan olma yeteneğini kazanmasıdır. Ancak biz, çocuklarımızı okullardan uzaklaştırarak, onları karanlığa sürüklüyoruz.
10 yıl sonra bu çocukların hali ne olacak? Onlar, potansiyel birer kayıp, belirsiz bir hayatın kurbanı olacaklar.
Açık Öğretim ve Mesleki Eğitim: Bir Çözüm mü, Kaçış mı?
Açık öğretime yönlendirilen 1 milyon 75 bin çocuk, aslında sistemin yetersizliğinin ve çaresizliğinin bir göstergesidir. Bu sistem, bir fırsat gibi görünse de mevcut yapıda, çocukları ancak düşük standartlı bir geleceğe hazırlamaktadır.
Benzer şekilde, Mesleki Eğitim Merkezleri’ne yönlendirilen 385 bin 956 çocuk, örgün eğitimin yetersizliğinden ötürü bu yola itilmektedir. Elbette mesleki eğitim önemlidir. Ancak bu çocuklara yalnızca bir meslek kazandırmak yetmez. Onlara insan olmanın, özgür düşünmenin ve topluma faydalı bir birey olmanın eğitimi de verilmelidir.
Bu sistem, ne yazık ki, çocuklarımızı yalnızca iş gücüne dönüştürüp hayallerini ellerinden alıyor.
Bir Neslin Geleceğini Çaldılar
Eğitim, bir toplumun temel taşıdır. Bir nesil eğitimle şekillenir, eğitimsizlikle yok olur. Bu 2 milyon 982 bin çocuğun eğitimden koparılması, yalnızca onların değil, toplumun geleceğinin çalındığı anlamına gelir.
Her geçen gün bu sayı büyüyor, toplumun yarası derinleşiyor. Peki, ne zaman bu gidişata “dur” diyeceğiz? Ne zaman çocuklarımızın gözlerine bakıp, “Sizin geleceğiniz bizim önceliğimiz” diyebileceğiz?
Unutmayalım ki, bir çocuk eğitimsiz kalırsa, tüm toplum bu cehaletin bedelini öder.
Saygılarımla,
Çetin Ay