İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

Adil HACIÖMEROĞLU


AKŞAMIMIZ, KONUKLUĞUMUZ HAYROLSUN

Herkes hazır olunca arabalara doluşup yola çıktık. Zaten çok uzak değil, yaklaşık beş dakikalık yol. Bahçe kalabalık… Kimiyle sarıldık, kimiyle tokalaştık. Oradakilerin önemli bir bölümünü tanıyorum artık. Önce hoşbeş, hâl hatır sorma… Arkasından yemek, öğlen olduğu gibi meyve ağaçlarının altında…


Yemekten sonra kız evinin önündeki alana döndük. Çaylar geldi, küçük ikramlar yapıldı. Çaylar yenilendi. Söyleşi başladı. Orada olanların hepsi akraba neredeyse. Bu durum, benim en büyük mutluluğum ve memnuniyetim. Atalarımız: “Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden alacaksın.” diyerek bizi uyarmışlar yüzyıllar önce. Gerçi Ayşenurlar üç kardeş. Ancak geniş bir ailenin içinde büyümüş. Hısım akraba bol… Herkes de birbiriyle içten söyleşmekte. Saygı ve sevgileri ilk bakışta göze çarpmakta. Bu, çoğu kişinin fark edemeyeceği, görünmez bir hiyerarşi oluşturmuş kendi içlerinde. Böyle ilişkiler içinde büyüyüp yetişen kız çocukları pırlantadır. Saygısı, görgüsü yerli yerinde olur. Nerede ne yapacağını, ne zaman kimle ne konuşulup konuşulmayacağını iyi bilir. Davranışları ölçülüdür. Görgü, sosyal ortamlarda gelişip boy atar. İnsan, özgürlük sınırlarını toplum içinde yaşayarak öğrenir. Kalabalık aileler, bir iç disiplinin kaynağıdır. Neredeyse tüm akrabaların çağrılması, evlerine kızlarını istemek için konuk olduğumuz ailenin akrabalarıyla ilişkilerinin düzgün bir biçimde yürüdüğünü de göstermekte.

Ayşenur’u dedesinden (annesinin babası) isteyeceğiz. Dedesinin adı, Hasan Hoca… Öğlen yemeğinde tanışmıştık onunla. Hatta yan yana oturmuş, söyleşmiştik bir süre. Dindar biri…

Nişan için bir yer hazırlanmış. Kozaklı küçük yer; ancak düğün, nişan, sünnet gibi etkinlikler için birtakım eşyaları, aksesuarları, sandalyeleri, hatta müzik çalarları kiralayan kişiler var. Onlarla iletişim kurunca anında her şey getirilip hizmete sunulmakta.

Yanımdaki sandalyesi boş... Bu sandalye, Hasan Hoca’nın oturması için. Yatsı namazını kılmaya gitmiş. Bekleyeceğiz onu zorunlu olarak. Ayşenur’un babasının kayınbabasına bu denli saygı göstermesi, onun önüne geçmemesi beni mutlu ediyor. Bu saygının çocuklarına geçmemesi olanaksız. Son yıllarda toplumuzda yitirilmekte olan bir değer bu. Aslında Türk toplumunun yapı harcı bu gelenek. Ülkemiz geleneklerince büyük ve çiğnenmez. Son söz, son karar büyüğün. Sanmayın ki büyükler kararları ailenin diğer üyeleriyle görüşüp danışmadan tek başına verir. Çaktırmadan diğer aile bireylerinin ağzını yoklar. Onların düşüncelerini öğrenir. Aslında geniş ailelerde kararlar, hep birlikte verilir. Ancak son söz büyüğün, o açıklar ortak kararı.

Çocukların fırsat bulundukça ve sık sık aile büyükleri, hısım akrabayla görüşmelerinde büyük yarar var. Bu görüşmelerin, akrabalarla kurulacak sağlam ilişkilerin bir okul, bir eğitim olduğu bilinmeli. Böylesine yararlı bir ilişkiden çocukları yoksun bırakmak, anne ve babaların büyük bir eksikliği, yanlışı. Çocukların aile büyüklerine, yaşuluların da torunlarına gereksinimi var. Çocuklar, sık sık hısım akrabalarla buluşmalı. Bu, aynı zamanda çocuklar için iyi bir tinsel sağaltım.

Hasan Hoca gelip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Kız isteme görevi benim. Hasan Bey’e: “Allah kabul etsin” dedim. O: “Amin!” diyerek yanıtladı beni.

Mahmutcan’ın babası Halim’den üç yaş büyüğüm ve beni ailenin yaşulusu olarak kabullenmiş. Çaylarımız geldi. İlk yudumlarımız aldık. Sonrasında ben, söz alıp Türk geleneklerine uygun olarak Ayşenur kızımızı, Mahmutcan oğlumuza istedim. Hasan Hoca, bana “Evet, kızımızı hayırlısıyla veriyorum.” dedi. Karşılıklı iyi dileklerimizi belirttik.

Kahvelerimiz geldi. Kahveleri Ayşenur’la kardeşi Selin dağıttı. Çok sayıda kişiye kahve yapmak da önemli bir beceri. Bu arada Mahmut’un da kahvesi geldi. Yüzünü buruşturarak içtiğine göre içinde tuz ya da toz acı biber var sanırım.

Kahvelerimizi içtikten sonra beni, hazırlanan sahneye çağırdılar. Kalkıp gittim. Yüzükler güzel bir tepside özel makasla birlikte. Sanıyorum bunlar, hep bu işin düzenleyicisince getirilmiş. Sestaşıyıcıyı elime aldım, böylece sesbüyütten konuşmam her yandan duyulur duruma geldi. Kısa bir konuşma yapıp yüzükleri taktım. Sonrasında evlilik, mutluluk üstüne kısa bir konuşma yaptım. Konuşmam ilgi uyandırdı sanırım. Uzatmadan kestim sözlerimi. İki yüzüğü birbirine bağlayan kurdeleyi hayırlı olması ve mutluluk dileğiyle kestim.

Yüzüklerin takılmasından sonra türlü müzikler çalındı. Özellikle gençler kurtlarını döktüler. Biz de yanımızdakilerle söyleştik. İdris Şahan ve Mehmet Taş’la telefonlarımızı aldık karşılıklı olarak. Sayın Mehmet Taş’ın Nevşehir’i gezdirme önerisini istemeden kabul edemedim. Çünkü dönüşüm, önceden planlanmıştı. Mehmet Bey’in inceliği, beni mutlu etti.

Gece, serin… Söyleşi güzel… Ancak sabahleyin hepimiz farklı yönlerde yollara düşeceğiz. Burada kalanların da işi gücü vardır. Çünkü köy işi bitmez. İşi zamanında, tadında bırakmak gerek. İzin isteyip kalktık. Konukevine geldik. Kadir Enişte konuşmam nedeniyle beni kutladı. Biraz söyleştikten sonra odalarımıza çekilip kendimizi gecenin serinliğinde uyku meleğinin kollarına bıraktık. Hayırlısıyla güzel bir günü geride bıraktık.

                                                               

YAZARIN MAKALELERİ