Doğukan Aşkın

Tarih: 14.12.2024 16:05

Baskı Arttıkça Direniş Büyür...!

Facebook Twitter Linked-in

Namusunu, çocuklarının geleceğini, anasını ve kızını siyasetin kirli ellerine peşkeş çeker..!


Tarih, baskının ve direnişin kanlı sayfalarıyla doludur. Her zalim, kendi gücünün kalıcı olacağına inanarak baskıyı artırmış; fakat unuttuğu bir şey vardır: Baskı arttıkça, direniş kaçınılmaz olarak büyür. Bu, doğanın değil, insanlık tarihinin değişmez yasasıdır. Çünkü insan, baskıya boyun eğdiği yerde değil, ona karşı durduğu anda gerçekten insandır.

Baskı, sadece otoritenin kırbacı değildir; bazen bir söz, bazen bir suskunluk, bazen de adaletsiz bir sistemin soğuk duvarlarıdır. Ancak hiçbir baskı sonsuz değildir. Sessizliği dayatmaya çalışan her güç, bilmeden daha büyük bir çığlığın tohumunu eker. O çığlık, günü geldiğinde sadece zalimi değil, onun kurduğu kirli düzeni de silip süpürür.

Fransız Devrimi’nde krallar tahtlarından oldu, çünkü aç ve ezilen halk susmadı. Gandhi’nin Hindistan’ı sömürge zincirlerini kırdı, çünkü özgürlük inancı hiçbir baskıdan daha zayıf değildi. 20. yüzyılda siyahların Amerikan sokaklarında “yeter” dediği gün, dünya değişti. Bugün de değişecek. Nerede baskı varsa, orada direnişin tohumu mutlaka filizlenir. Ve o tohum, taşla, sopayla, kalemle ya da bir fısıltıyla büyür; zamanı geldiğinde köklerini zalimin saraylarına salar.

Baskı, zayıflığın kılığına girmiş sahte bir güçtür. Korkaktır aslında, çünkü kendi varlığını susturulmuş zihinler üzerine kurar. Direniş ise iradenin, aklın ve vicdanın buluştuğu yerdir. Onun silahı nefretten değil, adaletten doğar. Baskı ne kadar şiddetli olursa olsun, insanın haklı direnişi, o şiddeti yenip yıkan kudrettir.

Bugün baskının hangi kılıkta geldiği önemli değil. Susturulan bir kalem, yasaklanan bir söz, karanlığa mahkûm edilen bir hak… Hepsi aynı zalimliğin izidir. Ancak unutulmamalıdır ki, baskının her biçimi kendi sonunu hazırlar. Çünkü baskı arttıkça, direniş yalnız güçlenmekle kalmaz; köklenir, bilgeleşir ve zamanı geldiğinde taşan bir sel gibi setleri yıkar.

Tarih bunu yazar: Zalimler gider, direnenler kalır. Ve zafer, her zaman adaletin olur. Bu yüzden baskıya karşı susmak, yalnızca o baskıya boyun eğmek değil, insanlık onurunu yitirmek demektir. Baskı ne kadar artarsa artsın, direnişin sesi her zaman yankılanacaktır. Çünkü özgürlük, insanın en derin çığlığıdır ve o çığlığı susturmak, hiçbir iktidarın harcı değildir.

Unutmayın: Baskı, yalnızca direnişi güçlendirmek için vardır. Ve bir gün, direnenlerin ayak sesleri zulmün üzerine yürüdüğünde, o ayak sesleri her şeyi değiştirecektir.

Baskıcı rejimden korkan, namusunu şerefini köle gibi siyasete sunar.


Doğukan Aşkın


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —