İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

Prof. Dr. Ahmet Gökhan YAZICI


DOĞU TÜRKİSTANDA SOYKIRIM VAR.!

Gerçi çoğu günümüzde Amerikancı, Avrupacı, Liberal , kapitalist olsada hala daha Perinçek ve benzeri türevleri gibi maocu ve kominist kel aynak kuşlarına gore ÇİN, özgürlükçüdür. Halkların adaleti ve kardeşliği adına ideal bir sistem ve devlet örneğidir.


O kadar özgür, adildirki, uhdesinde yaşayan Çinliler dışında ki başka ırklara, inançlara,dillere karşı yüksek tahammül ve hoşgörü abidesisidir.

Geliştirdikleri dijital fişleme teknolojisini Huwai telefonları aracılığı ile kendisinden olmayan ve kendisine tehlike arz ettiğini düşündüğü  dilleri, dinleri, ırkları, insanları  tasnif etmez, izlemez fişlemez bile…

Uhdesindeki bütün farklılıkları çevrim içi teknolojileri aracılığı ile iy niyetle takip eder, yaşadığı bölgede her nevi sorun ve sıkıntısını tespit eder ve anında Robin Hud gibi imdına koşar, okadar hassastırlarki merak ettikleri farklı insanların duygusal yoğunluğunu bile analiz edip anında müdahale eder…

Çin aslında anlaşılması ve analiz edilmesi zor ve güç bir ülkedir, anlaşılmasını bekleyen, isteyen megoloman  bir karakterdede değildir

Konfüçyanizim, Teoizim ve Budizim gibi felsefi akımlar ile temellendirilmiş bir değerler sistemini inşaa etmişlerdir.

Aslında bu değerlerin, temellerin dışındaki herşey ve herkes onlara gore farklıdır, bu farklılıklara karşı ise güvensizlik felsefi inançlarıdır.

Felsefi akımlarına gore onlar için tarihde en büyük güvensizlik ve tehdit nişanesi İslamiyet ve Türkler olmuştur. Bu tehdit ve güvensizlik algısından hareketle , uhdesinde esir kalmış UYGGUR TÜRKLERİ sürekli hedef tahtalarında olmuştur…

İnsanlık tarihi ve medeniyetinlerinden en eskilerinden Uygur Türk Medeniyetinin tarihte ilkkez matbaayı, alfabeyi, değirmeni,sulama kanallarını vs ilk kullanan ve asla kökten dinci bir medeniyet ve toplum olmamalarıa ragmen İslamdan ve Türklükten korktuklarından, dolayı tarihte hep zulüm üzere olmuşlardır günümüzde ki gibi…

Çünkü Uygur Türkleri, asırlardır, asimile olmaya karşı direnmiş, Çinlileşmemiş, kendi dinlerini ve dillerini  terketmemiş, ruhlarını bizdeki kel aynak vari güce tapanlar gibi pazara çıkarmamışlardır…

Çinde ,dünyadaki her dilden, dinden belli bir yoğunlukta toplumlar olsada , sadece Uygurlar kitlesel baskı,şiddet,zulüm ve tecrid gören tek millet olması da bu onurlu ve asil duruşunun sonucudur.

Uygurlar evlerinde, sosyal ve ictimai yaşamlarında heryerde, izlenirler, takip edilirler her nevi tecrid ve takiple kontrol altında tutulurlar…

Okadar Uygurları önemser ve düşünürler ki, Kardeş aile projesi ile kendi damızlık hayvanları erkeklerini, Uygur ailelerin içine yerleştirerek, asimilasyonu kanunlaştırarak zulümlerine meşruiyet bile yüklerler… Kendilerine tehlike arzeden uygur Türklerinin erkeklerini  toplama kamplarında toplarlar, onların evlerine, ailelerine damızlık aşağılık erkeklerini yerleştirerek kardeş aile propogandası yaparlar.

Yüzninlerce kominist parti üyesi erkeği Uygurların içlerine yerleştiren Çinliler ,onların aldıkları nefesi, her nevi hareket ve eylemlerini bile control edip rapor ederler…

Geliştirdikleri dıjital algoritma sayesinde uhdesinde yaşayan bütn insanların, sosyal yaşamları,arkadaşları, ilişkileri, ödemeleri,borçları,alacakları, birikimleri çok rahat control edilip denetleyebilirler…

Kendilerine tehlike arz edenleri düşük puanlandırıp, devletin hernevi kamu haklarından faydalanmasının önüne geçmekte, kendisine sadık olanlara öncelikli avantaj ve teşvikler ayrıcalığı sunmaktadırlar…

Onlara sadıksan, kulsan köleisen yersin, içersin eğlenirsin, işe girersin onlara aykırı farklı bir değer ve düşüncede isen despotizim altında sömürülmeye mahkumsundur…

Yapay zeka ile geliştirilmiş algoritmalar sayesinde, bütün insanlarına cip yüklemiş gibi her anından,davranışından, harcamasından, birikiminden,arkadaşından,ilişkisinden haberdardırlar ve sosyal adalet anlayışları, bu tür sosyal sınıflar çerçevesinde insanları sosyal puanlandırarak öncelik ve ayrıcalık yükleyerek sosyal ayrımcılıkla sistemize ettikleri bir sistemle sağlarlar…

Mesela onlar açısından puanınınız düşük ise, kara listeye girmişseniz, hastanelerde, sivil toplum kuruluşlarında, bulunamaz, devlet hizmetlerinden öncelikli faydalanamaz, uçağa ,hızlı trene, sosyal yaşamı kolaylaştıran imkanlardan faydalanamama gibi tasnif ve ayrımcılık had safadadır… bunuda ülke satında yapay zeka algoritması işletimi ile çalıştırılan 200 milyon sayısında kameralar ile sağlarlar…

Ve bunuda kendi teknolojik silahları HUWAİ teknolojisi ile sağlamaktadırlar, bu tteknolojik alt yapıya sahip bütün insanlıkda dikkat etmelidir..Çünkü bu teknoloji Yüz tanıma sistemi ile bütün insanlığı etnik analizini yapabilecek algoritma ile kullanımına başlamıştır…Bir millet soykırım yapmayı destekleyen HUWAİ onlar için en etkin analiz,teşhis aracıdır…

İşte Uygur Türklerinin Çinde yoğunlukta yaşadığı bu zulüm aslında Uygur sorunu değil İnsanlık sorunu ve Suçudur…Aslında Çin yeni yapay zeka ve algoritmaları ile tüm insanlığa savaş açmıştır ve belkide kıyamet alemetinin sembollerinden Yecüc ve Mecüc gibi dünyayı istila etmektedir…

Bu istila ve güç karşısında Doğu Türkistandan yükselen çığlıklara sağır, zulümlere kör olanlar ise bu zulmün payendesi olmaktan öteye geçemezler…

Özellikle ABD’nin siyasi emelleri öncülüğünde Çin zulmü altında İnsan Hakları ihlalleri, Aile mahrumiyeti sapkınlıkları batı medyasında sürekli gündemde tutulurken, Biz müslüman toplumların bu zulmü dillendirecek, dünya gündeminde seslendirecek kollektif ruhu ortaya koyamayışımız, sessizliğimiz Türk İslam toplumlarının, Devletlerinin ,medyalarının Batılılar karşısında sınfta kalmasına ve sorgulanmasına sebep olmaktadır…Özellikle milliyetçi ve muhafazakar idarecilerin, değerlerinde tartışılmasına sebep olmaktadır…

Zulüm karşısında sesini çıkarmayanlar…Zulümle İmtihan olurlar…Vesselam

Kim demiş vatanımız Edirne’den Kars’a kadar.!

Doğu Türkistan’da kurşunlar ansızın bizi vurur!

Prangalar esir edemesede asil ruhumuzu.!

Çürütülür zindanlarda çaresiz bedenlerimiz.!

Sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz.!

Zulüm bir hançer gibi içimize oturur.!

Bir mağara devrinden arta kalan yamyamlar.!

Doğu Türkistan da gardaşıma kan kusturur.!

selam saygı dua

Ahmet Gökhan YAZICI