İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

Emine PİŞİREN


EFENDİ VE KÖLE...( Masal)

Bir varmış, bir yokmuş.


Çok eski zamanlarda pireler berber iken, berberler pire iken bir ülke varmış. Bu ülkenin çok güçlü, zengin ama bir o kadar da zalim mi zalim, merhametten yoksun efendileri varmış. Bu efendiler, oldukça büyük, geniş verimli topraklara sahiplermiş. Zenginlikleri , güçleri köleleri sayesindeymiş.
Topraklarında bir lokma ekmek için onları çalıştırıyor, fazla servet harcamıyorlarmış...
Bu köleler, uzak ülkelerde yaşayan ve bu efendiler tarafından güç kullanılarak zorla kaçırılmış, tutsak edilmiş masum insanlarmış.
Bir gün aynı efendiler, daha çok insan yakalamak ve onları bedava köle olarak çalıştırmak adına yine ava çıkmışlar.
Ve gittikleri uzak ülkelerden çokça ganimetle geri dönmüşler. Bu kez avladıkları öncekilerinden çok daha farklıymış. Bugüne kadar hiç kimsenin pek görmediği, türdenmiş. Kiminin adı cehalet, kiminin bilgi, kiminin de bilgisiz imiş.
Efendiler, yeni esir aldıkları kölelerini fabrikalarında, yer altındaki madenlerinde çalıştıracakları için çok mutlularmış.
Ama bu kez hiç umdukları olmamış. Gün geçtikçe işleri aksamaya başlamış. Çünkü bilgi, bilgisizlik, cehalet sürekli kavga edip duruyorlarmış. Onların kavgaları, diğer masum köleleri de isyana sürüklüyormuş.
İsyandaki köleler işi bırakınca üretim olmuyormuş.
İşler bu yüzden eskisi gibi verimli değilmiş. Efendilerin keyifleri kaçmış. Nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlarmış. Bu zorlu durumdan nasıl kurtulacaklarını enine boyuna düşünüp taşınmışlar. Sonunda bir mahkeme kurmuşlar. Bilgi, cehaletle bilgisizliği ayrı ayrı sorgulamışlar.
Anlamışlar ki bilgi daha kıymetli ve doğruları söylüyor, bilgiyi ayrı yere hapsetmişler.
Cehaletle bilgisizliği ömür boyu tutsaklığına karar vermişler.
Ama efendiler bir süre sonra aynı köleleri beslemek, hiç mi hiç işlerine gelmemiş. Öyle ya hiçbir işe yaramayan köleleri ne yapsınlar? Edendilere fuzuli masraf oluyormuş.
Kölelerini diğer ülkelerde yaşayan efendilere satmak için köle pazarına çıkartmışlar.
Ama herkes cehalet ve bilgisizliği satın almış çünkü bilgi diğer ikisinden çok daha pahalıymış. Pahalı bilgi yine efendilerde kalmış.
Bilgiyi kendilerine saklayıp onu ömür boyu karanlığa tutsak etmişler.
Yılkar geçtikçe dünyada cehalet büyümüş, tüm ülkeye ve hatta dünyanın bazı ülkelerine de yayılmış. Bu kadar büyümesini, uzun yıllar yanyana yürüdüğü bilgisizliğe borçluymuş.
Çünkü cehalet yaşamak için bilgisizlikten besleniyormuş.
İşte bu nedenle cehaletle girişilen savaşı hiç kimse kazanamıyormuş.

Ama durum öyle yüzünüzü asmayın çocuklar. Daha bu masal, burada bitmiyormuş.
Çünkü;
Kazanmak için bilgiyi o bencil ve merhametsiz efendilerin ellerinden alıp onun özgürlüğünü sağlamak lazımmış.
Efendiler o bilgi sayesinde daha çok güçleniyorlarmış.
Bilgisizliği infaz edip cehaletin gözünü kör, kulağını sağır etmeleri gerekiyormuş.
Dünya insanı ancak bu şekilde özgür kalırlarmış.
Çünkü cehaletin gözü kör olursa, kulakları sağır olursa dünya insanları artık köle pazarlarında satılmazlarmış.
Ayrıca yer üstü ve yer altında çalışıp kazandıkları, kendilerine ve ailelerine kalırmış.
Eskisi gibi sadece bir lokma ekmek için köle gibi çalışmazlar, birkaç dolara köle pazarlarında satılmazlarmış...
Bunun için de insanların özbilincinin gelişmesi, güçlenmesi gerekiyormuş. Tabi insanın önce kendisinin farkındalığı ile yani mutlak akıl (us) sayesinde olabilirmiş...


Emine Pişiren/Kocaeli