İstanbul escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Mersin escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort

Abdurrahman ZEYNAL


ERZURUM NEDEN GERİ GİTTİ

.


Acısıyla, tatlısıyla, savaşı ve barışı bir arada görmüş nice yenilmez orduların karşısında dimdik, kaya gibi ayakta kalmış şehrimiz, neden her geçen gün geriye gidiyor.

Yeğen Ağasıyla, Kadanasıyla, Nene Hatunuyla, Sümmani’siyle, Reyhanî’siyle kahvelerde saz ve sözlü atışmaların yapıldığı kültür şehri neden geri gidiyor?

Kocasını, oğlunu, dayısını, amcasını, Galiçya’ da, Yemende, Allah-u Ekber dağlarında, Çanakkale’de ve kurtuluş savaşında şehit vermiş anaların, gelinlerin yurdu niçin gelişemiyor?
Ekmeğini bölüşen misafirine “Tanrı misafiri” gözüyle,  bakan mert, yiğit, vatan ve devlet sevdalılarının şehri her geçen gün kan kaybediyor!  Neden?

Bugün Erzurum dertli, problemli, dağ gibi sorunlarla boğuşuyor. Sorunları azalmıyor, aksine artmaya devam ediyor.

Göç, Göç.
Tarlasından, toprağından, çayırından koparak şehre göç eden çoğu okumamış insanımızla, sağlıksız gelişen, kantarın topu hep tek yönlü duran şehir durumuna düşürüldü. Şehrin doğusuyla batısı arasında uçurum oluştu. 1970’lerde merkez konumundan gecekondu konumuna düşürüldü.

Kenar mahallelere göçle gelen 7-8 çocuğuyla evi kira, çoğu vasıfsız, gelirleri devamlı olmayan, dün üretirken, bugün tüketen konumunda ki insanlarımız elbette şehre sağlıklı bir katkı sağlamaları beklenemezdi.

İş Alanlarına Yeteri Kadar Yatırım Yapılmadı:

Şehrimizde ciddi iş alanları oluşturulmadığı için, bırakın köylerden gelenlerin çocukları, mevcut şehirli aileler bile çocuklarına iş bulamamaktadır.

Sonuçta ekonomik ve sosyal problemler çığ gibi büyümektedir. İş yerlerindeki problemlerde farklı bir boyutta gelişmektedir. Öyle ki şehirde üretilen mallar artık bitme durumundadır.

Sanayi sitelerinde iki türlü durum gözlenmektedir. Bunlardan birincisi ustaların, sekiz yıllık eğitime geçişle çırak bulamamasıdır. 

İkincisi marka isimlerin, firmaların kendi servislerini kurarak pazar payını kendi lehlerine çevirmesidir. Firmalar her yıl piyasaya yeni arabalar sürerek piyasaları etkilemekte, diğer taraftan mevcut ustaların bu değişime ayak uyduramamaları problemi artırmaktadır. 

Öyle ki mekanik güce, el becerisine dayanan işçilikler gitmiş yerine elektronik ve bilgisayar destekli çalışmalar ön plana çıkmıştır.

İnşaat sektöründeki yavaşlama keresteciler atölyelerini etkileyerek iş yapamaz duruma düşürmüş, sektörde çalışanların sayısında ciddi azalmalara sebep olmuştur.

Mobilyacılık sektörü de gelişmelere ayak uyduramamış, sonuçlarına katlamak zorunda kalmıştır. Ankara siteler, Bursa İnegöl’den gelen mobilyalar, Kayseri’den gelen ürünler piyasayı kaplamış, böylece şehrin ekonomik kaynakları dışarıya taşınmıştır.

Şekercilikte gelişmelerden nasibini almıştır. Akide şekerleri, lokumlar, mevlit şekerlerinin üretim merkezi olan Erzurum bu özelliğini yitirmiş, Gürcükapı ve tahtacılardaki şekercilerde birer ikişer piyasadan çekilmiştir.

Geleneksel Sanatlarımız Yok Oldu:
Geleneksel kilimcilerimiz, ihramcılarımız, kevelcilerimiz, dericilerimiz iş yapamaz hale gelmiştir. Deri memleketi olmamıza karşılık, deriyi işleyip mamul hale getirecek hiçbir alt yapının olmaması şehir için bir kayıp olmuştur.

Kavaflardaki Sobacılarımıza gelince 1970-1980’lerde ürettikleri soba ve boruları, semaverleri tüm doğu Anadolu’ya, Türkiye’ye pazarlayan ustalarımız gelişmelere ayak uyduramadıkları için, teknolojiyi takip etmediklerinden bugün ancak Kayseri’den getirilen sobalar, Eskişehir’den getirilen borular satılmaktadır. Ustalar, Erzurum yapısı fırınları geliştiremedikleri için piyasalarda rekabet edememektedirler.

Pastırmacılık ve Sucuk Fabrikaları Yok Oldu:
Bir zamanlar pastırmacılığıyla ünlü şehrimizde 16 pastırma fabrikası varken bugün bu özelliğini Kayseri’ye kaptırmış maalesef pastırmacılık Erzurum’da bitmek üzeredir. Bir zamanlar sucuklarıyla meşhur olan şehrimiz ne yazık ki bu özelliğini de kaybetmiştir.

Kavaflar, saraçlar, mutaflar, terziler ve geleneksel iş kollarımız birer ikişer yok olmuş, şehrin ekonomisi bundan nasibini almıştır.

Sonuç:

Sonuç olarak hayat, dinamik akışını sürdürmektedir. Bilimsel gelişmeye, teknolojik ilerlemeye ayak uyduranlar, ileriyi görenler kalkınacak, sorunlarını çözecek, medeni şehirler içinde yer alacaktır. Aksi halde yeni iş kolları ve çalışma alanları üretemeyenler,  her işte muhafazakârlığını devam ettirenler zarar göreceklerdir. Erzurum’un karşılaştığı durum budur. 

Erzurum’un bu sorunlarla karşılaşmasına sebep olan diğer bir faktörde mahalli yöneticiler ve siyasilerdir. Eğer bunlar 20-30 yıl önce olayların seyrini iyi okusaydılar, gereken tedbirleri alsalardı, şehirde bilim ve teknolojiyi teşvik etselerdi karşılaştığımız sorularımız en aza inerdi.
                                                                                                                           Abdurrahman Zeynal