Şüphesiz Ekonomist değiliz, lakin siyasi konumumuz ve bakış açımız gereği, yıllardır ülkemizi derinden sarsan eflasyonla mücadele ile ilgili ekonomistlerin genel kanaatlerini takip etmeye çalışırım.
Şu bir gerçek ki, günümüz dünyadasında, son yıllarda yaşanan olağanüstü olaylar neticesinde enflasyonist baskı bütün ülkeler için geçerlidir,
Lakin kendi ihtiyacını üretebilen ve ihtiyacından fazlasını üretebilip satabilen ülkeler bu baskı karşısında asgari zararla kurtulabilmektedir, malesef ülkemizde kaybedenler içerisindedir..
Bununda yegane sebepleri , arz-talep dengesizliği yani üretim ile tüketim arasındaki orantısız farkın enflasyona yansımasıdır.
Eğer bir ekonomide arz miktarı değişmediği halde talep miktarı artıyorsa yani üretim azalıp veya sabit kalırken, talep yani tüketim artarsa bizim ülkemizde olduğu gibi o zaman ekonomide talep kökenli enflasyon oluşur.
Üstüne birde üretici iç piyasa dengesizliğinden dolayı daha garanti para için ürününü ihraç ederse veya arz talep dengesini bozacak nüfus hareketliliği söz konusu olur ise veyine Merkez bankası üretim potansiyelinin üzerinde karşılıksız parayı piyasaya sürer ise, talep yani tüketim boyutlu enflasyon alır başını gider...
Talep yani tüketim kökenli enflasyon çeşitli nedenlerle ortaya çıkar. Örneğin nüfus artmışsa talep de tüketimde artar. Ya da her şey sabitken merkez bankası piyasaya daha fazla para sürmüş ve bu para tüketicinin eline geçmişse talep yine artar.
Ülkemizdeki enflasyon bir sonuç olduğuna göre, bu sonuca doğuran sebepleri sorgulamak ve nihayetlendirmek gerekir...
Yani öncelikle Milli bir seferberlik ile Milletin önce ihtiyacı oranında tüketmesi bilincine, akabinde ihtiyaç fazlası birikimini ,üretim sağlayabilecek yatırımlara ve Türk Lirası endeksli tasarruflara yönlendirmek gerekir...
Hükümetin gerek kur korumalı sistem ile gerek ise Gelire endeksli devlet tahvili satışı , tl garantili ve bono artışlı piyasaya sürerek vatandaşı tasarrufa yönlendirmektedir...
Piyasalar ilk etapta olumlu tepkiler versede, hemen aabinde , tasarruf kalemleri altın,döviz ve borsa senedi yükselişlerinin devamı pekte çözüm olmayacağı gibi görünüyor...
Galiba en büyük sorunda..GÜVEN.! sorunudur..
Devlet dosta ayni önce Milletine GÜVEN sağlayan, Ülke güvenliğine tehdit oluşturan düşmana ise korku salan mekanizmadır. Devletin Güvenini sağlayacak olan ise İktidardır..
Bunun yolu ise...
-Millet sıkıntıda iken, belli bir azınlığın sefasına müsade etmeyeceksiniz...
-Milletten fazla yemeyecek..Milletten Fazla kazanmayacak...Milletten fazla tüketmeyecek...
-Mescidin içi dururken.. Mescidin dışını düşünmeyecek..
-Eve lazım olan halıyı..Camiye sermeyecek...
-Ayağını yorganına göre uzatacak...
-Midyata Pirince giderken..Evdeki Bulgurdan olmayacak..
GÜVEN'i Millete yeniden kazandırabilmesinin menzilidir...
Tabiki Millet , Önce kendisine, sonra Devletine güvenmeli, Güvenmesi gerektiği mekanizmalara Güven problemi yaşayanlar başta kendisinin, milletinin ve Devletinin Güvenliğinide tehlikeye atarlar...
selam saygı dua
Ahmet Gökhan YAZICI
