CETİN AY


KAÇINILMAZ GERÇEK

İnsan her şeyi bilir. Ölümü bilir. Yok oluşu bilir. Doğumu, hastalığı, üzüntüyü,


mutluluğu, geçiciliği bilir. Ama tek bir şeyi bilmezden gelir: Hakikati. Sonu. Kaçınılmaz olandan kaçmaya çalışır. Bildiğini inkâr eder. Çünkü sonu bilmek, yaşamı bir illüzyona çevirebilir. Kendi varlığına inanarak yaşamak için, hakikati gölgeler. Ama gerçek, er ya da geç, kapıyı çalar.

Ölüm seni bekliyor. Bedenin gün be gün çürüyor. Güçlü sandığın kasların, gençliğin, direncin… Hepsi seni yavaşça terk ediyor. İnkâr edebilirsin. Ama zaman senden hiçbir şey istemeden, senden her şeyi alacak. Bir gün nefesin kesilecek. Gözlerin kararacak. Ve sen, bir varlıktan, bir hiçliğe dönüşeceksin. Bugün koşuyorsun, konuşuyorsun, seviyorsun, nefret ediyorsun. Ama yarın? Yarın çerçevelerde bir fotoğrafa dönüşeceksin. Dostların başsağlığı dileyecek, yakınların yas tutacak. Ve sonra? Hayat devam edecek. Sen olmadan. Ama bu sadece sana olmayacak. Herkes, ama herkes aynı sona doğru yürüyor. Senin adın unutulacak, onlarınki de unutulacak. Senin bıraktıkların bir gün toz olacak, onlarınki de. Kimse bundan kaçamayacak. Çünkü ölüm, yalnızca sana değil, herkese yazılmış bir hüküm.

İnsan, ölümün var olduğunu bilir. Ama ne yapar.?
Görmezden gelir. Çünkü hakikat soğuktur, acımasızdır. O yüzden kendini kandırır. Bir şeylere tutunur. Paraya, güce, makama, aşka… Ama hepsi geçici. Hepsi yok olmaya mahkûm. Elinde tuttuğun her şey er ya da geç senden alınacak. Mutluluğun bile sahte. Onu sonsuz sanırsın, ama anlıktır. Üzüntün derindir, hiç geçmeyecek gibi hissedersin. Ama geçer. Her şey geçer. Ve sonunda sen de geçeceksin. Ama sadece sen değil. Onlar da geçecek. Ölüm seni bulacak, ama sadece seni değil… Onları da. Herkesi. Bütün insanlık, tek bir hakikatin gölgesinde yürümeye mahkûm.

Bedenin sana ihanet edecek. İç organların yavaş yavaş işlevini yitirecek. Gücün tükenecek. O çok güvendiğin aklın, seni yanıltmaya başlayacak. Ve bir gün, göz kapakların istemsizce kapanacak. İşte o an, kaçacak yerin kalmayacak. Ne duaların seni geri getirecek, ne de paran. Ne şöhretin, ne de gücün. İnsanlık seni bir süre anacak, sonra unutacak. Ama bu yalnızca sana değil, herkese olacak. Bugün başkalarının yasını tutanlar, yarın kendileri için tutulacak yasın farkında değiller. İnsanlık, dev bir mezarlığa dönüşen zamanın içinde, yok olmaya mahkûm.

Gerçek, kaçınılmaz. Bunu bilmek seni korkutuyor, biliyorum. Ama kaçış yok! Son, her an yaklaşıyor. Ölüm, göz kapaklarının ardında bekliyor. Ve sen, ne kadar kaçsan da, onun soğuk nefesi ensende. Ama yalnız değilsin. Çünkü herkes aynı sona yürüyor. Zenginler de, fakirler de, güç sahipleri de, halk da… Hiç kimse farklı bir yoldan gitmiyor.

Bu yüzden… Kendine şu soruyu sor: Gerçekten yaşıyor musun, yoksa sadece kaçıyor musun? Çünkü hakikati bilmezden gelen, aslında çoktan ölmüştür.
Çetin Ay
Solingen

YAZARIN MAKALELERİ