CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması halinde CHP içinden en uygun adayın İlhan Kesici olacağı belirtiliyor.
Kesici, gerek ekonomi bilgisi, gerek DPT Müsteşarlığı’ndan gelen plancılığı ile o makamda milleti en yetkin bir şekilde temsil edecek aday olarak kabul görüyor.
Ortaya atılan isimler arasında İlhan Kesici’nin adının da geçtiğini önceki yazılarımda belirtmiştim. Bir siyasetçide var olması gereken “halkla sıcak ilişki kurmak, her kesimle barışık olmak” gibi nitelikler, O’nun eski ülkücü kimliği ile hem MHP’den, hem İyi Parti’den, hem milliyetçi çevrelerden oy alacağı hesaplanırken, Kürt ve alevi toplumuna karşı hoşgörüsü ile de biliniyor ve takdir görüyor.
Kesici ismine yakın duran çevreler arasında eski bürokratlar, politikacılar ve genç seçmenler bulunuyor.
Bu konuda yapılan yüz yüze araştırmalarda İlhan Kesici’yi onaylayanların sayısı artma eğilimi gösteriyor.
Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğü, çalışkanlığı, geçmişte bürokrasideki başarıları nedeniyle çok taktir edildiği, ancak Cumhurbaşkanı adayı olması halinde AKP ve onun güdümündeki Diyanet çevreleri tarafından dini inançlarından dolayı yıpratılacağı, bu yüzden aday
olmaması gerektiği yolundaki görüşler ise yaygın bir şekilde dile getiriliyor.
Kısaca, AKP’li trollerin Kılıçdaroğlu hakkında tezvirat kumpasları kurmak için şimdiden ellerini ovuşturdukları görülüyor.
Nabız yoklamalarımız sonunda şunu da görüyoruz: Sağ çevrelerden pek çok insan, Kılıçdaroğlu’nun bu nitelikleri sebebiyle CHP’ye oy verdikleri anlaşılıyor.
Bu arada İyi Parti lideri Akşener’in de Cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyenler var. Ancak, Akşener’in “ben başbakan olmak istiyorum” şeklindeki beyanı akıllarda tutularak, daha çok partisinin öne geçirilmesi yönünde akışlar olacağı tahmin ediliyor.
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin meşhur deyişiyle:
“Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler”
Yine, o büyük zatın söylemiyle:
“Hak şerleri hayreyler.”
Muhalefetin ortak sesiyle:
“Güneşin doğmasına az kaldı.”
