Toplumları ileriye taşıyan en önemli iki unsur OKUMAK ve SORGULAMAKtır. Ancak ne yazık ki modern çağın hızla akan gündemi, bireyleri bu iki değerli eylemden uzaklaştırıyor. Günümüzde bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla bilgi kirliliği arasında sıkışıp kalan bireyler, OKUMA ve SORGULAMA eylemini artık bir ihtiyaç değil, bir lüks olarak görmeye başladı. Halbuki OKUMAYI BIRAKTIĞIMIZ GÜN, tıpkı görselde belirtildiği gibi, zihnimizde sonbahar başlar; SORGULAMAYI BIRAKTIĞIMIZ GÜN İSE CEHALETİN SERT KIŞI KAPIYI ÇALAR.
OKUMAK, İNSAN ZİHNİNİN GIDASIDIR
Ancak sadece okumak yeterli değildir; OKUNANI SORGULAMAK, analiz etmek ve eleştirel bir süzgeçten geçirmek gerekir. Zira SORGULAMADAN KABUL EDİLEN HER BİLGİ, bizi düşünsel bir köleliğe sürükler. Tarih boyunca karanlık dönemlerin temelinde SORGULAMANIN BASTIRILMASI, fikirlerin susturulması ve bilginin tekelleştirilmesi yatmıştır. Galilei’nin bilimsel keşifleri yüzünden yargılandığı dönemlerden, kitapların yakıldığı Orta Çağ Avrupa’sına kadar her örnek, CEHALETİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ BİR KIŞI HATIRLATIR.
OKUMAK VE SORGULAMAK BİRER DİRENİŞTİR
OKUMAYI BIRAKMAK, bir anlamda gerçeklerden kaçmak demektir. SORGULAMAYI BIRAKMAK ise mevcut durumla yetinmeyi kabullenmek… Oysa her iki eylem de bireysel olduğu kadar toplumsal bir direniştir. OKUYARAK DÜNYAYI TANIR, SORGULAYARAK DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİRİZ. Bu yüzden her bireyin, kendi hayatının sonbaharını uzatmak ve cehaletin kışına direnmeyi bir görev bilmesi gerekir.
Bugün sosyal medya, bilgiye ulaşmada büyük bir kolaylık sağlasa da SORGULAMA YETİMİZİ KÖRELTME RİSKİ taşır. HIZLA TÜKETİLEN HABERLER, DOĞRULUĞU TEYİT EDİLMEYEN BİLGİLER, bireyleri yüzeysel bir bilgi okyanusuna sürüklerken, derinlemesine düşünmeyi unutturuyor. Oysa GERÇEK BİLGİ, sabırla ve derinlemesine bir çabayla elde edilir.
ÇÖZÜM: ELEŞTİREL DÜŞÜNCEYİ YENİDEN İNŞA ETMEK
Eleştirel düşünceyi teşvik eden bir eğitim sistemi, toplumların cehaletin kışına kapılmasını önleyecek en önemli unsurdur. Çocuklara sadece “NE DÜŞÜNECEKLERİ” DEĞİL, “NASIL DÜŞÜNECEKLERİ” öğretilmelidir. Bu, sadece OKUMA ALIŞKANLIĞINI KAZANDIRMAKLA değil, okuduklarını analiz etmelerini sağlayarak başarılabilir.
OKUMAYI VE SORGULAMAYI BIRAKTIĞIMIZ HER AN, bilginin sıcaklığından uzaklaşır ve CEHALETİN SOĞUK ELLERİNE TESLİM OLURUZ. Kendimizi sürekli bilgiyle beslemek ve bu bilgiyi süzgeçten geçirmek, hem bireysel hem de toplumsal ilerleme için en büyük sorumluluğumuzdur. Çünkü CEHALETİN KIŞINA KARŞI KOYMANIN YOLU, SORGULAMANIN ATEŞİNİ SÜREKLİ YAKMAKTAN GEÇER.
UNUTMAYALIM, ZİHNİN MEVSİMLERİ BİZİM ELİMİZDE. SONBAHARI UZATMAK DA KIŞI BAŞLATMAK DA BİZİM TERCİHLERİMİZDEN DOĞAR.
SAYGIYLA,
ÇETİN AY