Hayat çoğu zaman karmaşanın içindeki küçük işaretlerle konuşur bizimle. Kim olduğumuzu, neden burada olduğumuzu ve hangi yöne gitmemiz gerektiğini sorar durmadan. Bu soruların cevabı dış dünyanın gürültüsünde değil, kalbin derinliklerinde saklıdır.
Saf bir kalp çok şey istemez. Aslında sadece bir tek arzuya sahiptir: İyi olmak. Gerçek iyilik, bir alışkanlık ya da toplumun dayattığı bir erdem değildir; tereddütsüz ve sarsılmaz bir seçimdir. Bu seçim, insanı kendi küçük arzularından uzaklaştırır ve daha yüce bir hedefe yöneltir.
“İyiliğin terazisi, vicdanın sessizliğinde tartılır.”
Hayatını anlamlı kılan, ne kadar çok şeye sahip olduğun değil, neye odaklandığındır. Yüce ve iyi olana yönelen bir insan, kendi varoluşunun gerçek haritasını çizer. Böylece sadece kim olduğunu bilmekle kalmaz, aynı zamanda neden burada olduğunu da kavrar.
İnsan, büyük anlam hikâyesinin içinde kaybolmaz. Aksine, o hikâyenin bilinçli bir parçası olur. Çünkü saf bir kalp, her zaman aynı yöne bakar: İyiliğe, doğruluğa ve gerçeğe.
Hayatın tüm karmaşası içinde, bir kez bu odağı bulabilen, sarsılmaz bir iç huzura sahip olur. Ve işte gerçek özgürlük de burada başlar.
Saygıyla
Çetin Ay
BWA
Başkanı

