Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklamaya sevk edilmesi, Türkiye’de yalnızca bir siyasetçiye karşı başlatılmış hukuki bir süreç değil; aynı zamanda ifade özgürlüğüne, demokrasinin temellerine ve milletin iradesine karşı yapılmış bir darbedir. Ancak bu karanlık süreçte asıl gözler önüne serilen şey, muhalefetin utanç verici korkaklığı ve vatandaşların sessizliğidir. Bu sessizlik, iktidarın baskıcı politikalarını cesaretlendirirken, Türkiye’yi geri dönülmez bir çöküşe sürüklemektedir.
MUHALEFETİN KORKAKLIĞI: TARİHİ BİR İHANET
Ümit Özdağ gibi cesur bir liderin tutuklamaya sevk edilmesi karşısında muhalefet partilerinin sessiz kalması, siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. CHP’den İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’nden diğer muhalefet partilerine kadar hiçbir liderin bu süreçte Özdağ’ın yanında durmaması, onların halkın temsilcisi değil, iktidarın sessiz ortakları olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Muhalefet, korku politikalarına boyun eğerek, koltuklarını ve kişisel çıkarlarını koruma derdine düşmüş durumda. Ellerindeki bilgi, belge ya da iddialarla tehdit edildikleri konuşulan muhalefet liderleri, hükümete yamanmış, teslim olmuş bir görüntü çiziyor. Bu liderler, sessizlikleriyle yalnızca Ümit Özdağ’ı değil, Türkiye’de demokrasiyi, adaleti ve halkın özgürlük mücadelesini de yalnız bırakmıştır.
Bugün muhalefetin sergilediği bu korkaklık, yalnızca bir zayıflık değil; aynı zamanda milletin güvenini ve geleceğini ihanetle satan bir duruşun ifadesidir.
HALKIN SUSKUNLUĞU: ÇÖKÜŞÜ HIZLANDIRAN ETKEN
Ümit Özdağ’ın karşılaştığı bu süreç, milletin tamamına yönelik bir gözdağıdır. Ancak halkın büyük bir kesimi, korkunun gölgesinde sessizliğe mahkûm edilmiş durumda. Eleştirmenin hapsedildiği, sorgulamanın cezalandırıldığı bir düzen, yalnızca bireysel bir güvenlik kaygısı yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda toplumsal bir çürümeyi de beraberinde getiriyor.
Sessiz kalan halk, aslında kendi özgürlüklerinden vazgeçiyor. Bugün Ümit Özdağ’ın susturulmasına seyirci kalan vatandaşlar, yarın kendi haklarının gasp edilmesine karşı da sessiz kalmak zorunda bırakılacaktır. Bu sessizlik, baskının ömrünü uzatır, özgürlüğün ise sonunu getirir.
İKTİDARIN KORKU POLİTİKALARI: DEMOKRASİNİN SON ÇIĞLIĞI
Ümit Özdağ’ın tutuklamaya sevk edilmesi, iktidarın korku politikalarının vardığı son noktayı açıkça ortaya koyuyor. Muhalefetin etkisizliği ve halkın suskunluğu, iktidarın elini güçlendiriyor. Susturulan her eleştiri, cezalandırılan her sorgulama, Türkiye’yi bir adım daha karanlığa sürüklüyor.
Bu süreçte en büyük kaybeden, bireylerin özgürlüğü değil; bir milletin onuru, cesareti ve geleceğidir. Çünkü iktidarın baskısı altında susan bir toplum, kendi mezarını kazmaktan başka bir şey yapmaz.
MUHALEFETE ÇAĞRI: BU İHANETE SON VERİN
Muhalefet partileri artık halkın karşısına çıkıp bu korkaklığı ve teslimiyeti açıklamak zorundadır. Halkın iradesini temsil etmek için seçilmiş olanlar, bugün halkın değil, iktidarın çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu, yalnızca siyasi bir başarısızlık değil; milletin iradesine ve demokrasinin temel değerlerine yapılmış bir ihanettir.
Bugün Ümit Özdağ’ın susturulmasına göz yuman muhalefet, yarın halkın tamamen susturulmasına da ortak olacaktır. Bu karanlık gidişatı durdurmak, halkın özgürlük mücadelesine liderlik etmek zorundadırlar. Aksi takdirde, tarihe yalnızca birer korkak ve hain olarak geçeceklerdir.
HALKA ÇAĞRI: KORKUYU AŞIN, SESSİZLİĞİ BOZUN
Millet olarak bu korku duvarlarını yıkmak zorundayız. Bugün sessiz kalan her vatandaş, yarın özgürlüğünü tamamen kaybetmiş bir toplumun parçası olacaktır. Sessizlik, baskıcı bir düzenin en büyük destekçisidir. Susturulmaya çalışılan Ümit Özdağ değil; aslında bir milletin cesaretidir.
Unutulmamalıdır ki, özgürlüğü için savaşmayan bir millet, esareti hak eder. Bu ülke, korkuyla yönetilmeye ve sessizlikle boğulmaya mahkûm değildir. Korkunun esiri olanlar, yalnızca bugünü değil, geleceği de kaybetmeye mahkûmdur.
Türkiye’de baskının normalleşmesine izin vermeyin. Susturulan seslerin yankısı, korkunun surlarını yıkacaktır. Ancak bu sessizlik devam ederse, kazanan yalnızca baskı, kaybeden ise millet olacaktır.