CETİN AY


Yavaş yavaş alışmak mı, Yoksa alıştırılmak mı bu işin sırrı?⁉

22 yılda yavaş yavaş her değişikliğin hayatımızın her alanına sızmasına, her ne kadar kabullenmesek bile zorlanarak da olsa hepimiz alıştırıldık..‼


İlk önce farkında olmadan, sonra kanıksayarak; bugün bize sıradan gelen pek çok şeye adım adım, zamanla alıştırıldık‼ Değerlerimizi teker teker yitirirken, milyonlarca mülteciye de yavaş yavaş alıştırıldık. ‼ Bu değişimlerin izleri, toplumun her köşesinde derin yaralar açıyor artık.‼ 

Peki, neleri kaybettik⁉ 

Erozyona Uğrayan Değerlerimiz Yavaş yavaş çalınan değerlerimize alıştık, alıştırıldık‼ Toplumun temel direkleri olan adalet, dürüstlük, eşitlik gibi kavramlar, zaman içinde aşındı. Kaybettiklerimizin ardından oluşan boşluklar dolmadı❗

 Aksine, toplumun vicdanında derin yarıklar meydana geldi❗ 

Hukukun üstünlüğüne olan güven zayıfladı❗ 

Adalet, artık yalnızca bir kelimeden ibaret. Daralan Özgürlük Alanları Düşünce özgürlüğü yavaş yavaş sınırlandırılırken, eleştirinin değeri düşürüldü. Farklı seslere tahammül azalırken, toplumsal alanlarda korku hakimiyet kurdu‼ Sesini hafiften çıkaranlar, kral çıplak diyenler, haksızlıklara itiraz edenler sosyal medya ile, görsel ve yazılı basın ile önce itibar suikastine maruz bırakılıyor ve susmazsa mafya ile can ve mal güvenliği tehdit ediliyor‼ Yavaş Yavaş Sessizleştirildik Eleştirel düşüncenin yerini zamanla suskunluk aldı❗ 

Toplum, sessizliği bir kabullenme olarak içselleştirdi.❗ 

Yavaş yavaş baskının doğal bir süreç olarak görülmesine tanık olduk‼ Fakirleşmenin Gölgesi Yavaş yavaş fakirleşmenin yükü omuzlarımıza bindi‼ Fakat biz buna da yavaş yavaş alıştırıldık❗ 

Ekonomik daralma, yaşam standartlarımızı düşürürken geçim sıkıntısı hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi.❗ 

Artık en temel ihtiyaçlar bile lüks olarak algılanıyor. Bu yavaş yavaş fakirleşme, toplumun ruhunu daralttı❗ 

Herkesin sürekli bir şeylerden kısarak yaşadığı bir dönem norm haline geldi❗ Devletin sahip olduğu kurumların sessiz sessiz özelleştilmesine de alıştırıldık❗ 

Eğitimde Gerileme Eğitim, gelecek nesillerin temel taşı olmasına rağmen, yavaş yavaş bu alanda da büyük geri adımlar attık. Eşitsizlik ve kalitesizlik derinleşti❗ 

Eğitime erişim zorlaştı. Gençlerin hayatlarını daha iyiye taşıyacak bir eğitim almaları zorlaşırken, fırsat eşitliğinden uzaklaşan toplum, yarınlarını belirsizliğe terk etti ❗ 

Eğitimsizlik, geleceği karartan bir sürece dönüştü‼ Milli Duyguların Yitimi Milli duygular, toplumsal bağların güçlendiği bir alandır; ancak biz bu alanda da yavaş yavaş soğuduk‼ Milli hislerimizi yavaş yavaş kaybettik. Bu durum, toplumun ortak değerlerine yabancılaşma yarattı❗ 

Ortak aidiyet hissi zayıfladı, toplumda bölünmeler arttı‼ Manevi ve Kültürel Erozyon Manevi değerlerin aşınmasına da yavaş yavaş şahit olduk❗

 İnançlarımız, geleneklerimiz ve kültürel kimliğimiz yavaş yavaş gözden düştü❗ 

Toplumun ruhunu diri tutan, bireyleri ortak bir bağla buluşturan bu değerler, birer birer yok olmaya yüz tuttu❗ 

Herkesin kendini köksüz hissettiği bir noktaya geldik‼ Ve Yavaş Yavaş Gelen Mültecilere Alıştırıldık Göçmen akını, toplumsal yapıyı yeniden şekillendirirken, bir yandan da kültürel dokumuzu değiştirdi❗

Bu yavaş yavaş sosyal yapıyı derinden etkiledi❗ 

İş gücü, ekonomi, demografik yapı gibi birçok alanda yeni dengelere ayak uydurmaya çalışıyoruz.‼ Gizlice gündemde mi bu aralar coğrafi dengeler? Yavaş Yavaş Kabullendiğimiz Değişimle Yüzleşme Vakti Bugün geldiğimiz noktada, yavaş yavaş kaybettiklerimizin toplumsal bedellerini daha derin bir şekilde hissediyoruz‼ Belki de bu yavaş yavaş sürecin en tehlikelisi, alıştırılarak her şeyi olağan görmemizdir.‼ Artık durup düşünmenin, kaybettiklerimizi geri kazanmanın ve geleceğimizi yeniden inşa etmenin vakti geldi mi⁉ Yoksa daha birkaç yavaş alıştırma daha mı bekliyor bizi? Yavaş yavaş da eyalet sistemine, Türkiye’nin bölünmesine, Yavaş yavaş Apo’nun meclise çıkmasına da mı alışacağız⁉ 

Aziz Türk Milleti, her birinizi canımdan çok seviyorum Saygılarımla, 

Çetin Ay

YAZARIN MAKALELERİ