Bir insanın kalbi nereye bağlıysa, aklı da oraya akar.
Ben de nereye gidersem gideyim, nerede yaşarsam yaşayayım, hangi sofrada oturursam oturayım; aklım, gönlüm, vicdanım bu topraklardadır.
Almanya’da yıllardır iş dünyasının içindeyim.
Büyük projeler, uluslararası yatırımlar, masalar, toplantılar…
Ama her sabah, elim ilk gazeteye gidiyor. Türkiye’nin haberiyle uyanıyorum.
Çünkü ben bu milletin bir evladıyım.
Bu bayrak benim bayrağım, bu vatan benim ana yurdum.
Bugün bana bu yolda imkân sunmuş hayatın bana öğrettiklerini; edindiğim tecrübeyi, birikimi, çevremi ve gücümü; bu milletin geleceğine katkı sunmak için kullanmayı da bir borç biliyorum.
MİLLET BİRLİĞİ HER ŞEYDEN ÖNEMLİDİR
Bugün Türkiye olarak öyle bir dönemin içindeyiz ki; şimdi birbirimize sırt çevirmenin değil, omuz vermenin zamanıdır.
Kavga ederek, birbirimizi düşman görerek yol alamayız.
Bizi bir arada tutan şey ideolojiler değil; bu toprağa, bu millete olan sadakatimizdir.
Bu vatanın sahibi millettir.
Ve bu milletin her bir ferdini, kim olursa olsun; ayırmadan, dışlamadan, eşit ve kardeşçe kucaklamak zorundayız.
İşte bu anlayış, güçlü bir Türkiye’nin temelini atar.
DEVLETİN BEKASI KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
Dünya hızla değişiyor.
Büyük güçlerin oyunlarının arasında, biz Türk milleti olarak devletimizin aklını ve bekasını gözümüz gibi korumak zorundayız.
İçeride huzur ve güvenliği, dışarıda bağımsız ve onurlu bir duruşu ancak milli birlik ve devletin bütünlüğüyle sağlayabiliriz.
Hiçbir kişisel çıkar, hiçbir ideolojik hedef bu önceliğin önüne geçemez, geçmemelidir.
Bugün Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey budur: Ortak akıl ve ortak sorumluluk bilinci.
ÜRETEN TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMELİYİZ
Bir millet ancak üreterek özgür olur.
Ekonomik bağımsızlık, ancak üreten bir Türkiye ile mümkündür.
Rantla, ithalatla, günü kurtarmayla değil; alın teriyle, bilgiyle ve yerli üretimle yol almalıyız.
Bu toprakların gençleri, işçileri umut bekliyor.
Bizim görevimiz; bu umudu yaşatacak, onları üretime ve başarıya yönlendirecek politikaları, girişimleri desteklemek olmalıdır.
Almanya’da bunu gördüm:
Üreten toplum özgür toplumdur.
Ve ben inanıyorum: Türkiye bu güce sahiptir. Hem de fazlasıyla.
AB VE DIŞ İLİŞKİLERDE DENGE ŞART
Dış politikada sağlam ve onurlu bir duruş şarttır.
Türkiye’nin iç işlerine kimsenin karışma hakkı da yoktur.
Elbette Avrupa ile ilişkiler önemlidir.
Ama bu ilişkileri ancak ve ancak milletimizin çıkarlarını önceleyerek yürütmeliyiz.
Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk, Türkiye’nin oradaki güçlü temsilcileridir.
Onları bu topraklardan ayrı görmek; millet bilincimize aykırıdır.
Ben de orada, her zaman bir Türk olarak, bayrağımı taşımaktan onur duydum; duymaya da devam edeceğim.
ŞEHİTLERE VE BAYRAĞA SADAKAT
Bu vatanın her karışı, şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuştur.
Bayrağımız ise onların aziz hatırasını taşır.
Bizlere bu toprakları emanet edenlerin ruhunu incitecek hiçbir adıma, hiçbir davranışa izin veremeyiz.
Devletimizin bekasına, milletimizin birliğine zarar verecek her türlü yaklaşıma da karşı en dik duruşu sergilemeliyiz.
Bugün her alanda bayrağa, vatana ve millete sadakat, hepimizin ortak değeridir.
Ve bu değer, asla pazarlığa açık değildir.
BU MİLLET BİRLİKTE YÜKSELECEK
Türkiye’nin geleceği, yeni ve büyük bir millet seferberliğiyle yükselecektir.
Parti kaygılarını bir kenara bırakıp, gençlerimizi üretime yönlendiren; millet sevgisini yeniden canlandıran; ortak akılla, ortak hedefle hareket eden bir Türkiye inşa etmeliyiz.
Ben bu yolda, Türk milletinin bir evladı olarak, edindiğim her tecrübeyi, her birikimi, bütün imkânlarımı milletimin yararına sunmaya hazırım.
Çünkü bu topraklar bizim.
Çünkü bu bayrak bizim.
Çünkü bu milletin geleceği, hepimizin ortak davasıdır.
Büyük Türk milleti için, büyük Türkiye için şimdi el birliğiyle çalışma zamanıdır.
Çetin Ay
Uluslararası İş İnsanı ve Siyasetçi — BWA Başkanı