CETİN AY


BARIŞ BİR KELİME DEĞİL, BİR ANNENİN DUASIDIR

Yaşam, bazen en büyük mahkûmiyetini en masumlara borçlu kalır. Emziren anneler…


Ellerinde bembeyaz bir sütle hayata bağlanmak isteyen bebeklerine umut sunarlar. Ama ne yazık ki bazen o süt, Dicle’ye dökülen kana karışır; bembeyaz masumiyet, kırmızı bir çaresizliğe dönüşür. Çünkü bu topraklarda, anaların gözyaşı hâlâ aynı acıya, aynı mezar taşsızlığına dökülüyor.

Hele bir bakın gökyüzüne… Nasıl da özgürce dolaşır yeryüzünün üstünde. Ve düşünün: Bir bütün olan Anadolu, nasıl da mecbur kalmış başka başka renklere bölünmeye? Fitneler olmasa, ayrıştıran eller, dilleri hedef gösteren bakışlar, kin eken siyasetler olmasa, belki bugün toprağın dili sadece insan olurdu.

Ağlıyor bu topraklarda bir ana; biri Türkçe, biri Kürtçe, biri Zazaca… Ama gözyaşının dili yoktur, acının lehçesi olmaz. Mezarların suskunluğu hangi anaya “senin evladın daha az değerliydi” diyebilir?

İsimler farklı olabilir. Ama acılar aynı. Sütle yoğrulması gereken çocukluk, ne yazık ki kanla şekilleniyor. Ve her çocuk, nefretle emzirilirse, geleceğe dair umut da toprağa gömülür. Bu öyle bir mirastır ki; ne devletin gölgesi, ne yasaların dili, vicdanın karşısında anlamını koruyamaz.

Oysa barış bir kelime değildir. Barış, bir annenin duasıdır; içini çeken, göğe yükselen, evladının mezarını koklayan bir annenin sessiz yalvarışıdır. Barış, taşsız bir mezarda yankılanan kardeşçe bir öpüştür toprağın alnında.

Ve bir bebek ağlar… Hangi dile açarsa açsın gözlerini, ilk duyduğu şey bir annenin yüreğidir. O yürek hangi etnik kimliği taşırsa taşısın, acısı ortaktır.

Biz ancak o gözyaşında birleşir, o mezarda kardeşleşir, o duada barışı bulabiliriz.

Bir bebek hangi dille ağlarsa ağlasın, susturacak olan vicdandır;

Saygıyla aziz milletimizi selamlıyorum
Çetin Ay

YAZARIN MAKALELERİ